Uzun bir süredir Gameboy’um ile vakit geçirmediğimin farkına vardım. Sanırım en son aylar önce askere gitmeden bir kaç defa oyun oynadım ve sonrasında cihazımı rafa kaldırdım… Dün akşam eve geldiğimde gameboy oyunlarıma tekrar bir göz atayım ve yapabilirsem yeniden orijinal oyun koleksiyonu yapmaya devam edeyim dedim…
Oyunlarımın ve cihazımın bulunduğu dolabımı açıp ilk işim gameboy’umu şarja takmak oldu. Ve sonrasında hangi oyuna başlamam gerektiğini düşünüp durdum. Bitirdiğim oyunlar arasında Cars, King Kong ve Alex Rider Stormbreaker gibi oyunlar da vardı ve ben henüz bitiremediğim oyunlardan biri olan iRobot’da karar kıldım. Yalnız bunu düşünürken bir şeyin yeniden farkına vardım. Oyun seçeneklerim çok azdı. Evet uzun soluklu oynamadığım oyunlarım da vardı ama sanırım eBay’den küçük çaplı oyun satın alımları gerçekleştirme vakti yaklaşıyordu…
Daha önce blog sayfamda değindiğimi hatırlıyorum. Yeni jenerasyon artık PS4’ler veya mobil cihazlarla kafayı yemiş durumda. Ben de çok beğeniyorum o cihazları ve oyunları inanılmaz derecede güzel buna kabulüm fakat… Bilmiyorum ya benim için yeni jenerasyon oyun konsolları ve oyunları asla eski gameboy’ların tadını vermeyecek. Ben ilk gameboy’umu elime aldığım günü asla unutamam. Bu yüzden gameboy Micro ile oyun oynama zevkime kaldığım yerden devam edeceğim ve elimden geldikçe yeni oyunları da arşivime ekleyeceğim.
Bunun dışında arşivim arasındaki King Kong oyunu’na çok kısa değinmek istiyorum. Oyunu eBay’den Box olarak satın aldığımda içinden oyun kartuşu yanında dokümantasyon ve büyük bir harita geldi. İşte bu harita beni ilk okul yıllarıma yeniden götürdü diyebilirim. Çünkü oyundaki bazı bölümleri geçebilmek için haritayı karış karış incelemeniz ve karakterinizi ona göre doğru yollardan götürmeniz gerekiyordu. Ve bu şimdiki yeni oyunlar gibi dijital gelişmiş pusulalı haritalar gibi değil, matbaa’dan çıkmış renkli bir kağıt sayfadan ibaretti… Ve yön tayinini hiçbir bilgisayar yardımı olmadan sizin kendiniz yapmanız gerekiyordu. Söylediklerimin etkileyiciliğini yaşamadan anlamak zor.
Bu arada söylemeden geçemeyeceğim. Gameboy’un daha doğrusu Nintendo’nun kralı Mario Kardeşler’in bir versiyonu elimde mevcut ve canım sıkıldıkça onu da açar oynardım. Şimdi oyunların arasında kutusunu görünce kartuşu tekrar çıkardım ve ara sıra can sıkıntısı geçirmek için yanıma aldım…