Bilinmezlerin Öncesi (Arşiv Yazısı)

2008 yılının Aralık ayında blog sayfamda yazmış olduğum bu makaleyi sizlerle paylaşmaktan keyif alıyorum…

Geçen sene bugün, 1 sene boyunca geçireceğim acı tatlı mükemmel günlerimin dönemecini yaşadığım bir gündü. Günlerden Cuma idi. Gündüzü aklımda. Ofiste; içimde ona karşı sıcacık duygular beslediğim insan mesai bitiminde, o günün akşamında ona atacağım mail’den habersiz benimle yeni yıl dileklerini söylemek için yanaklarını yanaklarıma değdirmiş, bildiğimiz sosyete öpücüğünü gerçekleştirmişti. Evet herşeyden bi haber yapmıştı bu hareketi. Sadece benimle değil, iş arkadaşlarıyla da vedalaşmıştı. Ben ise biraz daha cesaretlenmiş, ama hala tam olarak ona nasıl açılacağımı bilmeden kafamda bir sürü soru işaretiyle savaşır olmuştum. Servise bindiğimde camdan dışarı bakarken geçtiğimiz yolları görmüyor, hiç bir ses duymuyor sadece onu düşünüyordum. Ona nasıl içimdeki sıcak duyguları anlatabilirim, bunun çözümünü düşünüyordum… Evet sonunda kararımı vermiştim her türlü riski, en büyük olan; onu sonsuza dek kaybetme riskini de göz önüne alarak. Aslında sadece 2 gün sonrası için erkenden atılan bir doğum günü mesajı olacaktı yazacaklarım. Ancak içimde ona karşı beslediğim sıcak ve ateşli duygularla süslenmiş bir doğum günü mesajı. Nasıl karşılardı bilemiyordum, ne tepki verirdi aklımın ucuna dahi getiremiyordum. Ama son kararını veren bir asker gibi, ne olacağını bilemediğim cephelere doğru koşarak gidiyordum. Ona o akşam, duygularımın sadece kelimelere dökülebilen kısımlarını anlatabilmiştim mailim’de. Sadece küçük bir kısmını dile getirebilmiştim titreyen ellerimle bastığım tuşlarda. Ne olacağını bilemeden yazdığım aşk mesajlarıydı bunlar. Onlarca, yüzlerce ardı ardına sıralanmış çekingen kelimeler. Gitmeleri gereken yere korkarak gitmeye çalışan, ama omuzlarında çok büyük yükler taşıyan kelimeler… Aşk’ın tanımını sevdiğim insana anlatabilmek için uzun bir yol kat etmesi gereken, önlerine bir sürü engel çıkacak olmasına rağmen asla yılmadan yoluna devam etmesi gereken çekingen kelimeler. Bilinmezin öncesiydi geçen sene bugün yaşadığım; o hiç bir sözle ifade edilemeyen saniyeler. Ne olacağını bilmeden, her türlü riski göze alarak yazdığım ifadelerdi geçen sene bugünkü kelimeler. Ben o maili yazarken nerden bilebilirdim ki, gelecek 1 senenin hayatımın en farklı günleri olacağını… En farklı mutlulukla beraber en farklı hüznü de tattığım, en gizli duygularla beraber en açık duyguları da hissettiğim koskoca 1 sene. Bilinmezlerin tohumuydu geçen sene bugün sevdiğime attığım o mail. Sonrasında geçireceğim ömrümün en farklı 1 senesinin temeliydi o mail. Bilmiyorum sevdiğim okuyormudur bu satırlarımı, bilmiyorum görüpte tebessüm ediyormudur okuduğunda bu kelimelerdeki yalın duygularımı. Sana minnettarım sevdiğim bana hayatımın en farklı günlerini yaşattığın için. Sana minnettarım sevdiğim bilinmezlerin öncesinden sonrasına benimle beraber olduğun için…

“Seni çok ama çok seviyorum…”

Lütfen bir cevap yazın.

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi:
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close