Hava Atma Yöntem ve Araçları

Bugün internette bir arkadaşımla iPhone hakkında konuşurken konu döndü dolaştı yeni jenerasyon iPhone’ların fiyatına geldi. Her zaman olduğu gibi yine iPhone’lar resmi distribütör olmadan illegal yöntemlerle (çantacılık) Türkiye’ye zamanından önce giriş yapacak. Arkadaşım da bu fiyatları araştırmış ve Facebook sayfasında bu fiyatları listelemiş. Kısacası yeni jenerasyon iPhone 5S illegal yöntemlerle Türkiye’de 3100 TL civarında bir fiyat etiketine sahip olacak. iPhone 5C’nin fiyatına bakmadım. Olsa olsa o da 2900 TL falan olur. Resmi fiyatları da tahminimce 5S 2400 TL, 5C’de 2000TL falan olur. Sadece bir tahmin. Gerçek fiyatları 1-2 ay sonra göreceğiz.

Şimdi gelelim konu başlığımıza. Hava atma yöntemleri de ne demek?

Ülkemizde çoğunlukta olan bir kesim var ki hava atmayı çok seviyor. Şimdi bu çoğunluk da kendi aralarında kategorilere ayrılıyor. Örneğin gerçekten “bok gibi” parası olan ve haklı olarak da elindeki bu güçle etrafa caka satan. Bu kesim istese de istemese de hava atıyor. Hani atmak istemese bile alt – orta kesime bu kişiler inanılmaz havalı geliyor. Çünkü bu kesimin “gücü” var. Altındaki arabadan tutun da oturduğu eve kadar, giydiği elbiselere kadar… Bunlar benim kategorim dışında. Güç sahibi bu insanlara söyleyecek sözüm yok. Günümüz dünyası maalesef bu şekilde ilerliyor. Paran varsa gücün var, gücün varsa da en havalı sensin.

Aklınıza Tony Montana’mı geldi. Evet Scarface’de Tony Montana çok büyük paralara sahip olmadan önce Manny’e bu öğütü veriyordu. “Eğer kadınlara sahip olmak istiyorsan gücün olmalı. Gücün olmasını istiyorsan da çok büyük paran olmalı.” Sen çok yaşa Tony…

Gelelim alt – orta kesimin hava atma şekline. İşte bu kesim benim en çok eğlendiğim ve güldüğüm kesim… Ki ben de bu kesim de yer alıyorum.

1- Son teknoloji cep telefonları ( Kısaca iPhone diyeceğim… )
Evet. Ülkemizde 1 numaralı hava atma yöntemi budur. Cebinde 5 TL para olmaz. Hattında kontör olmaz. Hatta kontörü geçtim internet paketin bile olmaz, sokakta WIFI arar durursun… Ama elinde iPhone 5… Gel de o elemanın yanına yaklaş. Telefonuyla ezer seni bu arkadaş. Halbuki sorsan ne yapıyorsun o telefonla? Foursquare’de CheckIn yapıp kız tavlamaya çalışıyordur…

2- Starbucks’da Latte keyfi
İşte geldik yine ülkemizde hava yapılan bir yöntem daha. Şimdi bu arkadaşın iPhone’u var. Cebinde 20TL’si var. Ee iPhone’un da Foursquare’i de var. Şimdi Starbucks’a gidip Latte içmemek ve fotoğraflı bir CheckIn yapmamak olur mu? Foursquare yetmez bir de tweet atılır… ” mmmm Latte’ye bayılıyorum. Bu Starbucks bir harika.” Ya arkadaşım evinde yıllardır annen sana akşamları çay demliyor. Nedir bu entel havaları? Oradan çıkacaksın ve eve gidip annenin demlediği çaydan içeceksin kuruyemiş ile.

3- Tommy, Lacoste giyeriz, aşağısı kurtarmaz…
Eleman 24 ay taksitle iPhone aldı. Starbucks’da CheckIn yaptı. E bu adam şimdi bunları yapıyorsa ne giyecek? Gidip Mavi Jeans mi, Levis’mi giyecek? Saçmalamayın lütfen bu adam iPhone kullanıyor. Starbucks’da Machiato içiyor. Tabi ki Lacoste giyecek. Tabi ki gözlüğü Dolce&Gabbana olacak. Yoksa Bağcılar’a otobüste ayakta sıkış tıkış giderken kime hava atacak? Ya da Ümraniye dolmuşuna bindiğinde Polo yaka Lacoste t-shirt’ünü kim görecek… Çünkü otobüste onu gören diyecek ki; “of elemana bak ne karizma be, hem iPhone’u var hem de Lacoste giyiyor…” He adamım he. Microsoft’un CEO’su sensin doğru…

Şimdi aklıma gelen üç ana maddeyi yazdım. Bu eleman bütün bunlara 2 yılını vaad ederek sahip oldu. Ne de olsa kredi kartı denen bir şey var. iPhone’u var. Tommy giyiyor. Starbucks’a gidiyor. Inanılmaz bir ego tabi elemanımızda. Sorsan ne iş yapar? Satış Danışmanı… Eskiden Tezgahtar dediğimiz satış danışmanı…

Yanlış anlaşılmasın. Ben de yıllarca satış danışmanlığı yaptım. Mesleğim de satış ve pazarlama. Ama benim değinmek istediğim ülkemizde öyle bir ezik kesim var ki, bu saydığım 3 kuruşluk şeylere sahip olunca kendini adamdan sayıyor. Ve sanıyor ki etrafı da onu adam olarak görüyor. Artık kredi kartları ile şu zenginlerin giydiği ayakkabıları biz de alabiliyoruz 12 taksit yaparak. Ya da biz de iPhone sahibi olabiliyoruz 36 taksit yaparak. Veya cebimizde 5TL bile yokken kredi kartımızla Starbucks’da 10TL’lik kahve içebiliyoruz. Ama unuttuğumuz bir şey var. Maalesef bunlarla adam olmuyoruz.

Kafamızı kullanarak, insan olmaya çalışarak, etrafımıza saygı ve sevgi göstererek adam oluyoruz. Verdiğimiz sözü tutarak adam oluyoruz. Görevlerimizi yerine getirerek adam oluyoruz.

Daha fazla uzatmaya gereke yok bence… Bu kadarı da yeterli olmuştur umarım.

Sevgilerimle.