Yüksek Doz Sezen

Önceki gece zaten şişenin dibini sıyırmışım. En sevdiğim kırmızı şarabı alıp güze bir plak eşliğinde minik ağaçlarımın mum ışığında duvarlara yansımasına baka baka tek başıma keyifli saatler geçirmişim…

Sabah zaten zor uyandım. Her zamanki saatimde gözlerimi açtım ancak tekrar uykuya dalmak istedim… Gözümü açtığımda normal uyanış saatimin üstünden 2 saat geçmiş… Zaten bir önceki gece şarap keyfi yapmamış mıydım? Neyse ki mesaim öğle saatinde başlıyor. Duş alıp hazırlanıyorum ve kulübümün yolunu tutuyorum… Evet her zamanki yolum. Ana caddeyi oldum olası sevmiyorum. Arka yol sakin ve daha keyifli. 10dk sonra kulüpteyim.

Ofise geçtiğimde özel dersini bekleyen Yasin hoca, karanlıkta sandalyeye oturmuş mırıldanıyor bir şeyler. Bilgisayarımı açıp maillerime bakıyorum. Ne mırıldanıyorsun Yasin? Sırası mı şimdi… Ben yıllardır Sezen Aksu dinlemiyorum ki… Sırası mı şimdi?

Tam bu sırada Ömer hoca geliyor ofise… Böyle mırıldanma ile olmaz tabi. Telefondan açıp yüksek sesle dinlemek en iyisi. Haydi bakalım gelsin mi “Tutsak” parçası. Haydaaa. Böyle güne mi başlanır? Başlanırsa o gün nasıl geçer? Bir de ardından “Tutuklu” parçası mı? Beyler kafa mı yapıyorsunuz? Sonrasında “Vazgeçtim” dinleyelim de tam olsun…

Evet dinledik… Hatta ben tam dört küsür yıl sonra “Vazgeçtim” parçasını dinledim. Neyse ki üç tane parça ile kısıtlayabildik kendimizi. Yoksa hepimiz ofiste ayrı kafalara bürünmüştük bile. Bir de gel gör koca gün nasıl geçecek bu mod ile…

Mesailer biter… Akşam o kafa ile açılmaz mı Sezen? Yemini bozup kırmızı şarap eşliğinde Sezen çalıyor hoparlörde. Ara sıra elime telefonumu alıp Instagram’a bakıyorum… Önce Yasin hocanın Story’si çıkıyor karşıma. Şarap kadehi ve Sezen parçaları ile. Dur diyorum sola kaydırmaya devam edeyim. Belki Ömer hocadan da bir şey çıkar… Çıkmaz mı? Bakıyorum karanlıkta TV ekranını çekmiş. Sezen ekranda. “Tutsak” parçası ile…

Hepimiz günü yüksek doz duygusal mod ve Sezen ile, hüzünlü anılarımızla, ayrı ayrı evlerimizde yalnız başımıza tamamlıyoruz. Ben de böylece Sezen yeminimi yıllar sonra bozmuş oluyorum.

Acı dolu değil, güzel hatıralara kaldırın kadehinizi. O güzellikleri asla unutmayın ve “unutulmayın.”

---