Çok sevdiğim ve değer verdiğim biriyle uzun bir aradan sonra yeniden sohbet etmenin ayrıcalığını yaşadım bugün… Bu güzel insanla en son konuşmamız Şubat ayının ortalarına denk geliyordu yanlış hatırlamıyorsam. Mekan yine aynı mekan; Starbucks. Fakat bu kez içeceklerimiz ve oturduğumuz masalar bir öncekinden biraz farklı…
Ancak konuştuğumuz konu; iş güç koşturmaca derken bir anda yine ilişkilere geldi her nasıl olduysa. Belki ikimizde konuyu buraya getirmek istiyorduk bilemiyorum. Karşımdaki kişinin hayatı da aslında birazcık benimkine benziyor. Tabi özel hayat bakımından. O da zamanında bir evlilik geçirmiş, o da kısa bir zaman önce çok sevdiği birinden ayrılmış o da hala benim gibi tek başına bir hayat sürüyor… (Kesinlikle çok fazla ortak noktamız var.)
Tabi konu ilişkiye gelince bana hemen bir önceki konuşmamızı hatırlattı iğneleyici bir şekilde. Onur dedi; “geçen o uzun konuşmamızı ve sana söylediklerimi hatırlıyor musun” dedi? “Haklı olduğumu şimdi anlayabildin mi” dedi? Tabi ki cevap veremedim.
Aralık 2018’de çok sevdiğim biri tarafından terk edildiğim zamanların en acı verdiği o günlerde, Starbucks’da uzun uzun nasihatler dinlemiştim bugün yeniden bir araya geldiğim bu değerli insandan. Tabiri caizse bana koca bir aptal olduğumu söylemişti tatlı tatlı ama acıtmadan. Çünkü geceleri gözüme zerre uyku girmeyen günlerdi o günler. Bu değerli insan o kadar iyi anlıyordu ki beni, her kelimesini özenle seçiyor ve yavaş yavaş, sindire sindire dile getiriyordu gözlerimin içine baka baka yaşadığım sıkıntıların ne kadar anlamsız olduğunu. Tabi ben anlamıyordum o günlerde bu söylenen sözlerin hiç birini.
Ve aradan aylar geçtikten sonra yine aynı mekanda bu kez daha farklı duygularla bir araya geldik bu güzel insanla. Bu kez ben ona cesaretle sordum. Neden haklı çıktın dedim? Neden ben haklı çıkmadım da sen haklı çıktın dedim? Yine uzun uzun konuştuk ama konu arasında bana şu cümleyi tekrar etti; “Bak Onur, sana o gün de söylemiştim şimdi yine tekrar ediyorum… Büyük annem bir söz söylemişti bana zamanında; evladım en zor gününde dahi seni bırakıp gitmiyorsa karşındaki o kişi; ömrünün sonuna kadar gücün yettiğince her şeyini ver ona, o bunun çok daha fazlasını hak etmiştir…” diye yineledi.
Bir süre sessizce durduk. Etraftaki kalabalığın uğultusu bile duyulmaz olmuştu benim için bu sözü hatırlayınca. Sonra cevap verdim ona; böyle biri var mı ki? “Bilemeyiz” dedi. “Ama senin o deliler gibi aşık olduğun kadın bu değilmiş demek ki” dedi. Hak verdim. Ve yine arada geçen kısa sessizlikte saniyeler içinde onlarca şey düşünüp durdum… Sevdiğim o kadını düşündüm, kavgalarımızı düşündüm, güzelliklerimizi düşündüm, onun her zaman ilişkiyi bitirmek istemesini; benimse sürekli yapıcı olmamı düşündüm… Saniyeler içerisinde o kadar çok şey geldi ki aklıma. Sanki ilişkim daha dün bitmiş gibiydi…
Böyle biri asla olamaz diye tekrar ettim sesli bir şekilde karşımdakine. “Belki haklısın, belki de değil” dedi. “Ama bana anlattıklarına göre, seni terk edip giden bir insan için bu sevgi boşuna” dedi. Hayır dedim. Bir sevgi asla boşa olamaz dedim. Değer vermek asla boşa olamaz dedim. “Sence hak etti mi” diye sorduğunda da, hak etmesi mi önemli? Ben karşılıksız değer verdim, sevdim dedim… Gülüp geçti. “Sen adam olmazsın, yazık sana” diye de ekledi…
Bilmiyorum sizin karşınıza böyle biri çıktı mı ama benim çıkmadı değerli takipçilerim… İyi günde, kötü günde değer veren, çekip gitmeyen; bir ilişkinin kısa veya uzun olsun değerini bilen; yaşananlara kıymet veren, yıkıcı değil yapıcı olan, olmak isteyen. Karşısındakini hayatından “yok” etmeyen, onu yaşatmak isteyen…
Umarım sizin böyle bir sevdiğiniz, değer verdiğiniz özeliniz, kıymetliniz vardır. Varsa hayatınızın sonuna kadar ona değer verin, ona her şeyinizi feda edin. Çünkü o bunun çok daha fazlasını hak etmiştir.
Sevgilerle…
“Onur SUSAN”
Hiçbir ikinci tekil şahıs gidenin arkasından laf söylememeli. Bu iki insanı ilgilendirir diye düşünüyorum. İlişkiler karmaşık olabilir. Birinin diğerine öğüt vermeden kabullenmesi lazım. Öğütler bazen yanıltıcı olabilir. Gerçek olan sadece yanında durmak.. El vermek sessizce.
BeğenBeğen
İlişkileri karmaşık yapan bizler değil miyiz? Öğütler birebir uygulanması için değildir. Öğütler; tecrübe edinmemiş ya da tecrübesinden ders çıkarmamış kişinin gerçeği görebilmesini sağlamak içindir… Acı çekenin yanında durmak ona el uzatmak ne derece etkilidir bilemeyeceğim. Emin olduğum, kişiden kişiye değişebileceğidir.
BeğenLiked by 1 kişi
İnsanın olduğu yerde sanırım her şey var.
BeğenBeğen
Bu cevap fazla genel oldu sanırım…
BeğenBeğen