Kısaca Ayarınca – Haziran 2019

Kısacık yorumların içinde derin anlamlar aramaya ne dersiniz?

Ondandır ki keşke bile yok.. İyiki var, umut var… Bazen çok zordur o umudu yeşertmek.. Bazen gelmeyecek sanırsın yok olanı.. Bazen bir girdaptasındır yolun sonu karanlıktır. Diptesindir iki halde de. Bir ışık görürsün; o sana umuttur…

Geçen ay güzel bir dondurmacı keşfettiğimizi sizlerle paylaşmıştım. İnanır mısınız bilmiyorum ama dondurma yemenin bile dozunu kaçırdık ekip olarak. Hani bir şeyi sevince cılkını çıkarırsınız ya, biz de ekip olarak bu dondurmacının muhteşem tatlarının cılkını çıkardık. Kusuruma bakmayın bu şekilde yazmam gerekiyordu çünkü çok azıttık. Her neyse bu ay da Dilhan sağolsun beni Churros denen (bizim bildiğimiz kerhane tatlısı) muhteşem bir tatlı ile tanıştırdı. Bu arada bizim meşhur tatlıdan tadı ve yapımı biraz daha farklı. Ama şekli şemali hemen hemen bildiğimiz kerhane tatlısı. Ancak dış görünüşe sakın aldanmayın. İşin aslı o tatlının içinde… Nutella mı dersiniz, karamel mi dersiniz, üstüne dondurma mı dersiniz? Ve yedikten sonra da aman sabahlar olmasın mı dersiniz… Artık siz ne derseniz deyin. Biz Dilhan ile bu tatlının keyfini çıkarmaya devam ediyoruz.

Bu ay okuduğum bir makalede; (belirli sayıda katılımcının olduğu) yapılan bilimsel bir araştırmaya göre, kadınların; sıcaklarda erkeklere oranla daha iyi düşünebildikleri ortaya çıkmış. Aklıma tabi ki Cem Yılmaz geldi (hafif bir tebessüm). Sonra da tekrar makaleye döndüm ve satırlara boş boş bakarken düşüncelere daldım. Evet, kadınlar gerçekten biz erkeklerden çok daha akıllılar. Evet, kadınlar gerçekten biz erkeklere göre çok daha karmaşık bir düşünce yapısına sahipler. Evet, kadınlar gerçekten biz erkeklerden çok daha netler… Fakat; belki de bir o kadar duygusuzlar, ruhsuzlar.

Yine geçen ay kafamı dağıtmak için bir çok uğraş edinmeye çalıştığımı sizlere söylemiştim. Pek başardığım söylenemez. (gece gördüğüm kabuslar sağ olsun…) Meğer bu kafa ya da bu varlık öyle bir dağılmış ki toparlanamıyor aylardır bunu gördüm. (bu ESER’i meydana getirenlerin canı sağ olsun, güzel yüzleri gülsün…) Bu ay geçen aydan farklı olarak yeni bir uğraş edinmedim ancak egzersizlere ağırlık verdim. Antrenmanlarımın sayısını çoğalttım ve aynı oranda okumam gereken, masamın üstünde duran kitapların sayısı da çoğaldı. İki etkinlik ters oranda seyrediyor bunu fark ettim. Ne kadar çok antrenman yapıyorsam okuyamadığım kitap sayım da o kadar artıyor… Çözümü olan varsa taktiklere açığım. Henüz altın oranı bulamadım.

Benim Age Of Empires’a olan aşkımı beni tanıyan herkes bilir… 97’li yıllarda bilgisayara olan tutkum sayesinde ve Ebocuk’un da eşliğiyle; bilgisayarımıza oyun aldığımız o dönemlerde ilk olarak CD satan o küçük dükkanda tanıştık AOE ile. Strateji oyunlarının efsanesi olan bu oyunun geçen sene tam bu zamanlarda AOE1 Definitive Edition versiyonu çıkmış ve Windows yüklü bir PC’ye sahip olmadığım halde keyiften kafayı yemiştim. Bu sene de AOE2 Definitive Edition tanıtıldı ve benim yine Windows yüklü PC’m yok ve ben yine kafayı yiyorum… Çünkü ben Age Of Empires’ı seviyorum. Sana da buradan kocaman sevgiler Ebocuk…

Elimde tuttuğum kutu 97 yılına ait orijinal Age Of Empires kutusu… Tabi bu fotoğraf yıllar öncesine ait. Şimdi bu kadar genç değilim.

Spotify’da Julio Iglesias dinlerken (evet evet Enrique Iglesias’ın babası olan efsane Julio… Ve evet bir zamanlar futbol oynamış Julio) rastgele parçalar çalarken birden meşhur Manuela şarkısı çalmaya başladı. Tabi ki beni alıp çocukluğuma götürdü. Benim yaşımda olanlar hatırlar meşhur Manuela pembe dizisini… Çocukken hayran olduğum bir karakterdi Manuela. (Grecia Colmenares) Çok doğru tahmin ettiniz; sarışındı. Neymiş benim bu çocukluktan beri sarışın tutkum? Annem bu diziyi izlerken, ben de yerde oyuncaklarımla oynar her Menuela ekranda göründüğünde oyunu bırakır ona bakardım. Tabi Yalan Rüzgarındaki Christine her zaman birinci favorimdir ama Manuela’da o zamanlar hayran olduğum kadınlardandı. Peki dizinin şarkısını o kadife sesiyle Julio Iglesias söylerken, ben o dönemde neler hissediyordum? Hiçbir şey… Peki ya şimdi bu şarkıyı dinlerken neler hissediyorum? O zaman gelin şu güzel şarkının girişine bir bakalım;

Gece gibi, düş gibi
Karadır gözleri sevgilim Manuela’nın
Baharda ekin gibi
Dolunay gibi sevgilim Manuela

Dizideki Manuela sarışındı evet. Ancak şarkı sözleri benim düşlerimdeki Manuela ile daha uygun sanki… Ne oldu benim sarışın tutkuma? Ben bile bilmiyorum artık. O kara gözler, ya da karanlık gözler mi demeliyim. Sadece düşlerde gözüken o gözler. Bir Rüya gibi benim Manuela’m. Artık rüyalarımın kadını Manuela’m…

Her gün her an
En büyük hayalim Manuela’yı görmektir
Yalnızca yaşıyorum, yalnızca düşünüyorum
Yalnızca biliyorum ki aşkım Manuela için varım


Sevgilerle…
“Onur SUSAN”

ko-fi.com/onurundusunceleri

Lütfen bir cevap yazın.

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi:
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close