Kısacık yorumların içinde derin anlamlar aramaya ne dersiniz?

Günlüğüme aylardır yazmadığımı fark edeli uzun zaman oldu. Ancak ben hala inatla yazmamaya devam ediyorum… 2020’ye giriş yaptığım zaman, 2019’un kısa özetlerine ne yazacağım diye kara kara düşünmeye başladım bile. Gerçi şu an bile aklımda 2019’a nerede ve ne şekilde girdiğim o dakikalar var ki, gerisi zaten aylardır bu sayfalarda…
Mayıs ayında ekip olarak çok güzel bir dondurmacı keşfettik. Hatta bir kaç kez de gidip doya doya o leziz dondurmalardan yedik. Gerçi keşfimize sebep Mehmet bey oldu, aslında biz keşfetmedik. Yolunuz düşerse kesinlikle siz de tadına bakın derim. Gelateria Bonacci
Son zamanlarda bir çok şeye merak salıp kafamı rahatlatabilmek derdindeyim. Başarabildiğimi söyleyemem ancak, saatlere olan tutkum çocukluğumdan gelir. Bu aralar (özellikle son dört beş aydır) lüks saatlere olan ilgim arttı. Tabi ki 50bin pound değerinde bir saate ilgim sadece özelliklerini bilmekten yana olabilir… Ve kesinlikle HODINKEE sitesi bu iştahınızı doyuracak cinsten. Dileğim ileride bir Panerai sahibi olmak.
NETFLIX hesabımı aylar önce özellikle kapatmıştım. Kullandığım isim ve hatırası sebebiyle. Tabi bizim Kardinal rahat durmamış ve aylar öncesinden aile paketi almış. Ben inatla kullanmıyordum ancak dayanamadım ve yeniden Netflix kullanmaya başladım. Daha önce izlediğim bazı dizileri tekrar listeme ekledim (bana her şey seni hatırlatıyor…). Sonra baktım ki gerçekten de hesabımı boşuna kapatmamışım. Her dizide, filmde, önerilerde biz iz bir hatıra… Arama butonuna bastım ve şu kelimeyi yazdım; GODLESS. (Ne kadar anlamlı bir kelime.)
Yıllar sonra CHIP dergisi satın aldım. İlk olarak yanlış hatırlamıyorsam Şubat 1996 yılında Türkiye’de yayınlanan derginin günümüzde hala yayınlanıyor olması beni çok duygulandırdı. (Bu arada 96 yılındaki ilk sayısı bir dostumda mevcut…) Aldım ve bir solukta okudum. Günümüzün haber akışını düşünürsek dergideki haberler çok geriden geliyor ancak, dergi okumanın keyfi de bir başka oluyor. Hey gidi gençlik günlerim.
Bilgisayar oyunlarına olan tutkum, bilgisayar ile tanıştığım gençlik dönemlerine dek uzanır. Tabi ben oyunları sadece bilgisayarda oynayan birisi olarak evime hiç konsol almadım. Bu arada uzun yıllardan beridir de oyun oynamıyorum. Artık sadece Youtube’dan oyun videoları seyredip çocukluğuma dönüyorum. Ve kesinlikle Mayıs ayının oyunu benim için; Sekiro: Shadows Die Twice.
Ve son olarak Mayıs ayının şarkısı ile yazımıza son noktayı koyalım. Yaz geldi ve gönüllerinizde de güneş sıcaklığını size hissettirdi öyle değil mi? Belki de yeni aşklara yelken açtınız doğru mu? Yeni umutlara, yeni hayallere daldınız? Peki; bu duyguları yaşıyorsanız bu şarkı size değil, bana gelsin… Hala hayallerine tutunanlara, kalbiyle seven gerçek aşıklara gelsin;
Fedon – AŞIĞINIM
“Aşığınım yanında olamasam da, aşığınım sana dokunamasam da… Sonsuza dek aşığınım…”
Sevgilerle…
“Onur SUSAN”
Teknolojiye meraklı her Türk genci gibi Chip ve PCNet önemli dergilerdi benim için, artık teknolojik gelişmelere çok çabuk ulaşabiliyoruz, çok da onları dergiden takip etmeye de gerek yok ama hala Chip dergisinin yayınlandığını yazınızdan öğrendim ve çok şaşırdım 🙂
BeğenBeğen
Uzun bir aradan sonra güzel bir yazı ile merhaba demişsiniz devamı bekleriz
BeğenBeğen
Çok teşekkür ederim yorumunuz için…
BeğenBeğen
Çok haklısın. Chip uzun süredir 3 ayda bir yayınlanıyormuş. Bende meraktan aldım. İçindeki bazı makaleler hoşuma gitti. Keşke sadece kaliteli yazarların makaleleri olsa. Çok daha güzel olurdu belki. Yorumun için teşekkür ederim.
BeğenBeğen