Kurak bir toprak bıraktın ardında. Halbuki nasıl da yeşermişti binbir çeşit çiçek senin yağmurunla buralarda. Keşfedilmeyi bekleyen bir dünya vardı ayaklarımızın altında. Ellerimiz kavuşacaktı birlikte yol alırken, mesafe ikimiz için ne kadar bilinmez olsa da.
“Elbet son bulacaktı” diyeceğimiz bir yolculuk değildi bu, hatırlarsın belki hafızanı biraz zorladığında. “Elbet son bulacaktı” dedin ama buz gibi bir havada, yan yana oturduğumuz; sırdaşım olan bankın omuzlarında, ruhu olmayan o bakışlarla bana. Hiç “Var” oldum mu acaba; senin kapıdan içeri dahi sokmadığın o gizemli dünyanda? Bambaşka bir hayat gösterdin meğer, nasıl oldu da anlamadım geçen onca zamanda. İnandım hep, kulağımda yankılanan kelimelerin; senin kalbinden geldiğini sandığım derin anlamlarıyla. Düşündüm hep, birlikte yürüyeceğimiz o uçsuz bucaksız yolların ne kadar engebeli olsa da, aşılacağını her koşulda. Zaman kavramı kalmadı artık bilmeni isterim bu tarafta. Ne geçen günlerin sayısı hafızamda, ne de ufacık bir umut kaldı ne için döndüğünü bilmediğim bu dünyada…
Fotoğraflar içinde öyle duygular barındırır ki, doğru bir şekilde bakmasını biliyorsan eğer. Bir an gelir ki; artık sonrasının ne olacağını bilemezsin. Uzun uzun bakarsın, hatıraları canlandırırsın. Hafızanı zorlarsın. O ana ulaşır, o anı yaşarsın. Sonra da kendi kendine şu soruyu sorarsın?
Neden?
İşte o sorudan sonra onlarca, hatta yüzlerce kez düşünmeye başlarsın… Adım adım içinde bulunduğun andan geriye doğru gitmeye başlarsın. Cevabını bilemediğin o sorunun cevabını aramak için çabalarsın. Dakikalar geçer. Her gün aynı şeyleri tekrarlarsın. Kendinle savaşarsın. Benliğinle savaşırsın. Karakterinle savaşırsın. Fakat ne yaparsan yap bir türlü doğru cevabı bulamazsın.
Ve sonra yeniden aynı soruyu kendine sorarsın…
Ta ki yaşanan her şeyin bir “yalan” olduğunu anlayana kadar.
Sevgilerle…
“Onur SUSAN”
Keyifle okunan özlü bir yazıydı paylaşımın için teşekkür ederiz.
BeğenLiked by 1 kişi
Güzel yorumunuz için ben teşekkür ederim.
BeğenBeğen