Fitness Sever, Kitap Tutkunu, Blog Yazarı

Neredeyse tüm sosyal medya ortamlarında hakkımda kısmında yazan kısa bir cümlem vardır. Fitness sever, kitap tutkunu ve blog yazarı… Ya da; “biraz da yazar…” Kısa, öz ve açıklayıcıdır bana göre. Yıllardır da kullanırım bu cümleyi. Tabii “In My Memory” cümlesi (meali “hafızamda”) kendimi bildim bileli sloganımdır. (WhatssApp ve Instagram durumumda görebilirsiniz.) Çok çok eskiden bir ara; “benim hayatım, benim kurallarım” mottosunu da kullanmıştım. Ancak bu çok yaygın bir motto olduğu için bir süre sonra vazgeçmiştim. In My Memory; hem Tiesto’nun çok sevdiğim bir parçasıdır hem de yıllarca blog sayfamdaki “Hafızamda Kalan” bölümünün var olmasına ön ayak olmuş bir slogandır diyebilirim.

Hakkımda bölümünü kısaca girişte özetledikten sonra, Fitness sever kısmına değinmek istiyorum. 9 yaşımda (ilkokul dörde gittiğimi hatırlıyorum) amatör olarak bir futbol kulübüne yazılmıştım. Akabinde ardından İstanbulspor, Şerefspor, Şafakspor ve Kasımpaşa serüvenlerim olmuştu. Ve lise döneminde de Kasımpaşa’da futbolu bırakmıştım. Ayrıca futbol oynarken de kondisyonumun iyi olması için yüzme kurslarına ailem tarafından gönderiliyordum. Sonrasında iş hayatına atılınca bir dönemim hiç spor yapmadan geçmişti. Ancak bu ne bana göreydi ne de bedenime göre. Bu sebeple lise arkadaşım sayesinde (Yusuf’a teşekkürü borç bilirim… Ve aklıma hemen Asansör videosu gelir…) bir köşe başı spor salonuna yazılmıştım. Dürüst olmam gerekirse seneyi tam olarak hatırlamıyorum. Fakat 2006 ya da 2007 olabilir. İş hayatım devam ediyordu ve iş çıkışlarında (akşam saatleri kabus dolu o kalabalık zamanlarda) salona gidip fitness yapıyordum. Aslında fitness demeyelim de o zamanlar vücut geliştirme diyorduk. Akabinde bu iş böyle olmayacak demiştim ve kendimi Fitness sektörüne atıvermiştim. A++ dediğimiz, dolar ile üyeliklerin satıldığı spor kulüplerinde satış temsilcisi olarak işe başlamıştım ve böylece hem mesai hem spor serüvenim de yaşam tarzıma entegre olmuştu. (Yıllardır düşünüyorum da acaba spor sektöründe olmasaydım, bu yaşımda da işten çıkıp spor salonuna gider miydim? Hiç sanmıyorum.) Evet 38 yaşıma geldim ve yıllardır spor hayatımda. Çok kısa dinlenme molaları dışında hep spor yapıyorum. Peki hakkımda bölümünde yazdığı gibi gerçek bir Fitness sever miyim? Sıkça blog sayfamda aralarda bahsetmiştim. Genellikle hareketleri yaparken içimden küfürler ediyorum, lanet okuyorum. Artık zorlanmayı sevmiyorum. Rahat bir şekilde yorulmadan yapılmaz mı bir spor? Yıllardır çektiğim bu çileler niye? Demek ki seviyorum… Yoksa neden yıllardır bu acılara katlanayım? O zaman bu konu da tamam. Geçiyorum.

Ya kitap tutkunu Onur? Kitap sevgim okul dönemimde hiç olmadı. Okul hayatımda en büyük hobim bilgisayar ile iç içe olmaktı. Donanım, yazılım, haberler, oyunlar ve teknolojik gelişmeler. İnternet henüz çok yaygın değildi (56k modem, Superonline aylık paket ile bağlanır ve telefon hattımız meşgul olurdu) ve tüm teknoloji dergilerini satın alıp arkadaş grubumla okurdum. Evet tüm yazılı mecraları okuyordum, ancak onlar kitap değildi… Ne zaman iş hayatına atıldım, işte o zaman yavaş yavaş kitap tutkum kendini bana göstermeye başladı. Deliler gibi kitap okumuyorum ancak kitapları çok seviyorum. Kitap tutkunu sayılır mıyım? Kesinlikle sayılırım. Kitaplardan notlar tutmayı (e kitap bile olsa), alıntılar yapmayı, sevdiğim kitapları tekrar tekrar açıp okumayı ve her kitap tutkunun yaptığı gibi; okumadığım kitaplar olduğu halde yeni kitaplar almayı çok seviyorum. Bana göre kitap okumak dünyanın en mükemmel meditasyonu. Ve şuna kesinlikle inanırım; en kötü kitaptan bile çıkarılabilecek bir bilgi daima vardır. Önemli olan onu keşfedebilmek. (Okumaya başlayıp yarıda bıraktığım çok az kitap vardır. Bir elin parmaklarını geçmez. Bırakma sebeplerim ise spesifik, niş konularla ilgili olmasıdır genellikle.) Demek ki kitap tutkunu tanımlamam da doğru. Bunu da geçiyorum.

Ve blog yazarı… Ben bir yazar değilim. Olmaya da niyetim yok. Emekli olunca, her emeklinin hayali gibi ben de  kitap yazacak mıyım? Evet? Yayınlar mıyım bilmem. Yazmaya başlar mıyım gerçi onu da bilmiyorum dürüst olmak gerekirse. Bilgisayarımda iki kitap taslağım var. İkisini de klasör olarak oluşturup, içeriklerini netleştirip neredeyse başlamadan bıraktım. (İlk kitap hazırlığım Sasha’ya Mektup, ikincisi ise Rüyam Dön Gel olacaktı.) Ama şöyle ki; web sayfası yayıncılığım 2000 yılına dayanıyor. 2024 yılına geldiğimizi varsayarsak (ki geldik neden varsayıyoruz?) 24 yıldır bir şeyler karalıyorum. Onurun Düşünceleri ise, (Onur Susan Blog oldu bu sayfanın adı artık) 2012 yılından beri hayatta. Yani 12 senedir iyi kötü karalıyorum bir şeyler. Demek ki blog yazarı kısmı da doğru… Hatta ne 12 senesi, 24 yıldır online yayıncılıkla ilgileniyorum. Geocities zamanından beri web sayfasıydı, blog sayfasıydı elimden geldiğince yazıp, çizip durmuşum işte. Daha ne olacaktı ki?

Peki bunları neden açıklama gereği duydum? Eskiden her sene yılın özetini hazırlardım ya; bu sene de değişiklik olsun istedim. Sosyal medya biyografimin gerçekliğini somutlaştırmaktı niyetim. Goodreads profilimde okuduğum tüm kitaplar var. Hatta bilgisayarımda ayrıca kendim de bir liste tutuyorum. Spor yapıp yapmadığımın gerçekliğini sorgulamadığınızı biliyorum çünkü Türkiye’deki en büyük Fitness markası MAC’da yöneticilik yapıyorum. Ve işte blog sayfamda gözlerinizin önünde. Arşiv bölümünden istediğiniz yıla gidip neler karaladığımı görebilirsiniz. (Geocities zamanındaki web arşivlerimin hepsi yok oldu… O güzelim Windows 98 zamanları… O dönemleri çok özlüyorum.)

O zaman bu senenin özeti de; benim gerçekliğim olsun…

Sevgilerle.


2 thoughts on “Fitness Sever, Kitap Tutkunu, Blog Yazarı

  1. Lk adlı kullanıcının avatarı

    Gorusemesek de yillardir, seviyorum seni Inzaghi. 🙂

    Liked by 1 kişi

  2. onursusan adlı kullanıcının avatarı

    Sen kralsın be abi. 🙏🏻 ben de sizi seviyorum. Kucak dolusu sevgiler. 🤗

    Beğen

Lütfen bir cevap yazın.

search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close