Not tutmaya devam ediyorum. Yıllardır… Kimi okuduğum kitaplardan, kimi makalelerden, kimi dolaştığım web sayfalarından, kimi Twitter’dan. İrili ufaklı bir sürü not. Bazen ara veriyorum, bazen kopyala / yapıştır yapmaya devam. Gerçi bu yapılan işleme not tutmak mı denir? Bir not defterine kalemle yazmak değil midir not almak? Günümüzde defter kalem kullanan kaç kişi kaldı ki. Neyse ki spor çantamda defterim ve kalemim her daim benimle. Çoğu zaman kullanmıyor olsam bile bir şekilde hayat kurtardığı zamanlar çok oluyor. Bu sebeple eski kafa olarak kağıt kalemin yeri çok ayrıdır benim için. (Bir de defter meraklısı insanlar var. Çeşit çeşit defterleri vardır. Not alırlar, almazlar ama o defterleri koleksiyon yaparlar. Onlara da ayrıca hayranım.)
HBR dergisinde okuduğum bir makalede şu bölüm çok hoşuma gitmişti;
“Chen’in makalesini referans alarak durumu daha detaylı açıklayacak olursak; Türkçe, İngilizce gibi gramer yapısında gelecek zaman ile şimdiki zaman kiplerinin kullanımı net bir şekilde ayıran dillere mensup toplumlar, zaman ayrımını bu kadar net kullanamayan toplumlara göre daha az tasarruf yapmaya meyilli. Bunun gerekçesi olarak, zaman kiplerinin net bir şekilde ayrılmasının bireylerin gelecek kavramını uzak bir noktaya iterek ötekileştirmesine neden olduğu ve geleceği düşünmeden hareket etmeye yatkınlık gösterdiği şeklinde belirtiliyor.”
Tam olarak nereden not aldığımı hatırlayamadığım bir diğer notum da şu şekildeymiş; (kesin HBR dergisidir yine.)
“Bazen beklentilerimizi çok yüksek tutarız. Bu yüzden olumsuzlukları göremeyiz. Olamayacağı belli işlerin peşinden koşmak yerine bu durumu kabullenip yapabileceğimiz işlere yönelmeliyiz.”
Anlaşılmak gibi bir derdimiz vardı. Ne zaman ki kendimizi anlatamadığımızı fark ettik, işte o vakit susmalar dostumuz oldu.
Celaleddin-i Rumi
Kama Sutra, Eski Hintlilerin Sevişme Sanatı (Vatsyayana) kitabından da şöyle bir alıntıyı kaydetmişim not defterime;
“Kadınların aşkının boyutu; kurnazlıkları, hırsları ve kadınların doğuştan sahip olduğu zeka dolayısıyla, sevdikleri erkekler tarafından bile tam olarak bilinemez…”
Ve çok güzel bir not daha; (dergi alıntısı olmalı)
“Gitmek, sizi değil sadece kütlenizin yerini değiştiriyordu. İster tren yolculuğu yapsın insan, ister otobüs, ister uçak, isterse de yürüsün. Bu yalnızca, vardığınız yerde bulmayı umduğunuz her ne varsa, aradığınızın orada olmadığını gösterecek anı uzatıp, kısaltıyordu.”
Kişinin varoluşu için iki seçenek vardır; insan ya kendi oluşunu unutacak ya da tüm dikkatini kendi var oluşuna yoğunlaştıracak
Kierkegaard
John Stuart Mill’in güzel bir özgürlük açıklamasını not almışım.
” Özgürlük adını hak eden tek özgürlük, başkalarını saadetlerinden mahrum etmeye veya onların saadet elde etme gayretlerine engel olmaya kalkışmadığımız müddetçe kendi iyiliğimizi kendi bildiğimiz yolda arama özgürlüğüdür. Her birey gerek bedensel, gerekse zihinsel ve ruhsal bakımdan kendi sağlığının asıl ve yegane bekçisidir. Unutulmamalıdır ki; insanlık herkesin kendi istediği gibi yaşamasına tahammül gösterdiği zaman, kişileri başkalarına hoş gelecek şekilde yaşamaya zorladığından daha büyük kazanç elde eder.”
Körlük (Jose Saramago)
Göz, belki de insan bedeninin içinde ruh barındıran tek kısımdır…
İntikamda ve aşkta kadın erkekten daha barbardır…
Nietzsche
” Maya Angelou bir keresinde, insanlar ne dediğinizi unutur. İnsanlar ne yaptığınızı unutur. Ama onlara nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar demişti. Sadece insanların ne bilmesini istediğinizi düşünmeyin. Onların nasıl hissetmesini istediğinizi düşünün. “
Donald Caine;
” Duygular ve akıl arasındaki temel fark; aklın insanı sonuca götürürken, duyguların eylemlere götürmesidir…”
Kara sevda başlangıçtaki hayacanlı kısımdır. Gerçek aşk da arkasından gelen sıkıcı bölüm.
Wendy Cope
Bu arada notlarımı bu satırlara aktarırken bir şeyi daha fark ettim. Farklı platformlarda farklı başlıklarda bir sürü not karman çorman halde arşivlerimde duruyormuş… Hatta kitaplarıma göz gezdirirken şunun da farklına vardım; notlarıma aktarmadığım altı çizili o kadar çok kitabım var ki…
Acaba bir gün çok vaktim olur da bütün notlarımı düzgün bir şekilde arşivleyebilir miyim? Ya da tüm kitaplarımı kontrol edip altı çizili her satırı ulaşılması kolay bir şekle getirebilir miyim? Sanırım emeklilik projemin ne olduğunu bugün buldum.
Sevgiler.
