Cümleme direkt bir ironi ile başlayacağım. Hala spor kulüpleri kapalı ama spor yapmaya engel değil biliyorum; ironim ise şu; spor kulübümüz kapandığından beri spor yapmıyorum… Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma diye boşuna dememiş atalarımız.
Sedat reisin videolarını Netflix dizisi gibi izlediğimiz şu günlerde mesleğim gereği hala evdeyim. Daha doğrusu yarı işsizim. Peki bu durumda biz hazır dışarıda yasaklar yokken ne yapıyoruz? Tabi ki dışarıda spor etkinlikleri…
Atakentte Menekşe parkı yürüyüş alanını kendimize, havaların güzel olduğu bu günlerde mesken edindik. En azından haftanın iki günü fonksiyonel antrenman ile spor sever üyelerimizle bir araya geliyoruz. Tabi sonrasındaki kahve keyiflerini ve güzel sohbetleri yazmaya gerek yok. (Hele ki konu başlıklarının net olduğu şu günlerde sohbetler çok daha hararetli geçiyor.)
Peki kulübümüz açılınca neler mi olacak? Elimizden geldiğince dışarıda aktiviteler yapmaya devam edeceğiz. Tabi ben görevim gereği kulüpte olacağım, ancak aktivite saatine göre bir planlama ile yine bu güzel etkinliklere katılmamam için hiçbir engel olmayacak gibi de durmuyor değil. (Basit bir cümle nasıl bu kadar zorlaştırılabilir?)
Bu arada ben kulübümüz açılana kadar spor yapmamaya, klasik göbekli Türk erkeği olmaya devam edeceğim. (Kulağa klasik göbekli Türk erkeği tanımlaması pek de güzel gelmiyor. Kaldı ki benim o duruma gelmem için ciddi bir deformasyona uğramam gerekiyor. Fakat imkansız değil.)
Eğer bize yakınsanız kesinlikle ektinliklere bekleniyorsunuz…
Spor dolu günler sizinle olsun.
“Onur SUSAN”