Yine Ben

Nasılsın Onur? Bir önceki konuşmamızı hatırlıyor musun? Hatırlamıyor musun? Yalan söyleme… Bana sakın yalan söyleme. Ve sakın sinirlenme. O kadar iyi hatırlıyorsun ki, ama itiraf etmek istemiyorsun… Doğru değil mi?

Bana anlatmak istediğin şeyler var mı 6 Mayıs akşamında yaptığımız konuşmadan sonra? Yok mu? Bana yalan söyleme Onur demiştim başta… Haydi ama. Sakın duygusala bağlama. Dök içindekileri bana. Neden? Bence anlatmalısın. Bu kez sen anlat ben dinleyeyim… Ve istersen önerilerde bile bulunayım sana. Olmaz mı? Tamam. Önerileri boş ver… Son konuşmamızı nasıl bitirdiğimizi hatırlıyor musun Onur? Peki; hatırlatayım sana… Şöyle demiştin o akşam bana sinirli bir şekilde; “Onu asla unutmayacağım…” Hatırladın değil mi? Yaaa. Hatırlarsın tabi. Kıçına tekmeyi basmıştı çünkü. Hiç söylenme Onur. Bir önceki konuşmamızda da söylemiştim. Yeri geldi mi argo konuşurum ben. Bildiğin; o günlerde kıçına tekmeyi yemiştin… Peki anlat bakalım şu an ne durumdasın? Bir şeyleri değiştirebildin mi bari? Hadi ya! Şaşırmadım desem? Açık sözlü olayım mı sana karşı? Peki olayım. Beceriksizin tekisin sen Onur. Kaybettiğinde değer anlayan beceriksizin tekisin sen. Yoo. Hiç sinirlenme bana. Neymiş efendim; güçlü yanların buz gibi olabilmekmiş de duygularını gizleyebilmekmiş de… Öyleymiş de böyleymiş de. Sana bir şey söyleyeyim mi? Sen malın önde gidenisin Onur. Evet onu kaybedebilmeyi becerebilen malın tekisin. Güldürme beni… Umut mu? Bu boş safsataları ona da anlattın değil mi? Ne söyledi peki? Aramızda sır olarak kalacak merak etme. Söylemem kimseye. Hmmm. Ben olsam çoktan hayatından çıkmıştım Onur. İstersen acından geber. Zamanı geriye mi alsak? Senin kafa gerçekten gitmiş. Neyi yaşıyorsun sen söylesene ben de aynısından yaşayayım. Dur dur alınma Onurcum… Hemen bozma moralini. Bir önceki görüşmemizin ardından koca bir ay geçmiş ve sen hala bir umutla onu mu bekliyorsun? Sana döneceğini mi sanıyorsun? Aylar sonra karşına çıkıp; Onur bende seni seviyorum diyeceğini mi sanıyorsun? Dost acı söyler be Onur. Boş hayaller kurma aslanım. O artık seni sadece sıradan bir insan olarak görür hayatında… Oooo yine gerildin? Vazgeçmeyecek misin? Neyden vazgeçmeyeceksin? Ondan mı? Eee ya sonra? Yüzüğü mü takacaksın parmağına? İyi o zaman şahidin de ben olurum tamam mı? Kesin çağır beni düğününe… Ya sen gerçekten uçmuşsun be Onur. Umutmuş, vazgeçmemekmiş… Hayallermiş? Sabretmekmiş. Bunlara sen inanıyor musun ki o inansın? İnanıyorsun demek… Ne kadar dayanacaksın peki Onur? Hmm 14 gün dayandın mı? Off. Ne çokmuş be. Öncesi de mi var? Aaa doğru. Zaten 1 ay önce biz sohbet ettik seninle. Haydi öncesinde de bir 15 gün benden gelsin. Ne yaptı 2 ay mı? Off be. Ne dayanmışsın onsuz be Onurcum. Döndü mü bari sana… Kusura bakma kahkaha attım ama hak ettin… Şşşşşt sakin. Biraz sakinleş. Gerilme. Madem vazgeçmeyeceksin göster bunu ona. Madem seviyorsun bekle o zaman yıllarca. Tabi o seni hayatında o kadar tutarsa… Kusura bakma ağır konuştum biraz. Madem bu kadar seviyorsun onu, bekle… Sabırla bekle. Ve umudunu sakın yitirme. Eğer gerçekten seviyorsan asla vazgeçme. Kızdırdığım için üzgünüm seni Onur. Ama benim fikrimi sorarsan boşa kürek çekiyorsun. Ancak sana destek olmamı istiyorsan; asla ondan vazgeçme.

Sevgilerle…

“Onur SUSAN”