Şimdi konuya nasıl bir giriş yapacağımı inanın bilmiyorum… Geçtiğimiz günlerde Apple yeni Macbook Pro cihazlarını duyurdu. Ütopik fiyatlarından mı başlasam, Type C portlarından mı başlasam, Touch Bar’dan mı başlasam karar verebilmiş değilim…
Mükemmel bir işlemci performansı, çok daha güçlü grafik performansı, daha ince bir gövde, yenilenmiş soğutma sistemi, daha fazla ve daha hızlı depolama birimleri. Her şey kağıt üzerinde ve cihaz üzerinde mükemmel gözüküyor. Hatta bir çok gelişmiş özellik gövdenin içinde gözükmüyor bile.
Macbook Pro’lar her zaman ismi gibi profesyonellere hitap eden cihazlar olarak varlığını sürdürdüler. Şu an da öyle olmaya devam ediyorlar. Ancak benim özellikle içimi titreten Apple’ın fiyat politikası. Zaten ülkemizde korkunç derecede yüksek fiyatla satılan ürünlere yenilerinin eklenmiş olması Apple ürünlerinin artık birer hayal ürünü olmasını daha da gerçekçi bir hale sokmuş oluyor.
Normal bir kullanıcı olarak Pro modellerinin bana hitap etmediğini biliyorum. Macbook almak bile şu an ki kullanımım için yeterli olacaktır eminim. Gerçi Macbook Air’ım fazlasıyla bana yeterli oluyor. Ancak yeni bir cihaz almak isteyen kullanıcılar için Apple ürünleri sadece birer statü göstergesi olma yolunda tam gaz devam ediyor. Son çeyrek zarar raporlarından sonra Apple nasıl kar etmeyi planlıyor tahmin etmek güç. Beni aşan konular biliyorum. Ancak yeni ürünler tanıtıldıktan sonra TR sitesinden fiyatlarına ve konfigürasyonlarına baktığımda, 17 bin lira verip Macbook Pro alacağımı hiç sanmıyorum.
Neyse konu fazla dağılmadan yeni ürünlerin en çok hoşuma giden özelliklerine de kısaca değinmek istiyorum. Çok fazla geyiğini yapmayacağım Touch Bar’dan başlayalım. Zaten Apple’da en çok bu özelliğin üzerinde duruyor. Klavye’de F tuşlarının yerine gelen çoklu dokunmatik ekran. Bir çok kısayola ev sahipliği yapan bu şerit tek kelimeyle mükemmel. Ancak burada aklıma bir soru işareti de takılmıyor değil? Bir çok jestleri zaten TouchPad ile yapabiliyorken bize bu şerit ne kadar zaman kazandırabiliyor? Tanıtımlara bakılırsa faydası oluyor. İleride standard hale geleceğini tahmin ettiğim bu alanı bir gün kullanacağımı ümit ediyorum. A bu arada artık Macbook Pro’larımızı da parmak izimizle açabileceğiz. Bu özelliği de hatırlatmadan geçmeyelim.
Hoşuma giden bir diğer özellik ise kasanın incelmesi olmuş. Neden bu kadar önem verdiğimi sorarsanız eğer, Pro bir cihazın daha da taşınabilir olması çok ama çok önemli bir özellik. Çünkü Apple hayranları cihazlarını yanlarından ayırmaya asla tahammül edemezler. 🙂 Şaka bir yana; profesyonel bir cihazın kolay taşınabilir olması bana kalırsa en önemli özelliklerden biri.
Retina ekranın da biraz daha geliştirilmiş olması etkileyici bulduğum bir diğer özellik. Apple son bir kaç dönemdir ekran kalitesine daha da fazla önem vermeye başladı. Başlangıçta Macbook’lara Retina desteği gelmesi, akabinde yeni iPhone’ların ekranlarının biraz daha parlak olması, iPad Pro’ların ekran kalitesi ve şimdi de Macbook Pro’ların daha kaliteli Retina ekran ile gelmesi. Apple sonunda ekran kalitesinin de önemli olduğunun farkına vardı.
Bunların dışında bir de sevmediğim ama kabul etmemiz gereken bir özelliğe değinmek istiyorum. Type C portlar artık 4 tane 🙂 Eski USB portlarına elveda. Hatta SD kart okuyucu, HDMI portu vs… Hepsi uçup kayboldu. Evet aynen öyle… Eğer 17 bin lira verip Macbook Pro aldıysanız, profesyonel fotoğraf makinenizi bağlamak için Apple’dan aparat da almayı unutmayın 🙂 Ah Apple Ah. Neyse zaten yıllardık alıştık bu duruma. Pek de şaşırmaya gerek yok.
Son sözlerime geçerken tekrar belirtmek isterim ki, Apple yine güzel ama pahalı bir ürünle karşımıza çıktı. Şaşırdık mı? Hayır şaşırmadık. Ancak ülkemiz fiyatlarına bakınca ürünü sadece uzaktan seyretmeye devam edeceğiz. Sağlam bir konfigürasyonla 17 bin lira’ya alabileceğimiz bu ürün yerine bu fiyata başka neler alabileceğimizi hayal gücünüzü konuşturarak deneyimleyebilirsiniz…
Eğer etrafa saçacak bol paranız varsa, hiç düşünmeden 15” modeli en yüksek konfigürasyonla satın alın derim. Almışken portlar için ekstra aparat da almayı sakın unutmayın.
Sevgilerle…