Son yazımı 22 Nisan tarihinde yazmışım. Maalesef bir gün sonra, hepimizi korkutan deprem gerçeği kendini uzun bir aranın ardından yeniden hatırlattı. Ve o günden bu güne günlerimiz pek de keyifli geçmiyor… Hatta dün bile yeniden; “bakın ben buradayım” dermişçesine ufaktan kendini hissettirdi.
Nisan ayında iş tempom da yoğun geçtiği için son bir hafta kafamı kaşıyacak vakit bulamadım. Bu sebeple de blog sayfamı biraz boşladım. Neyse ki ekibim yine hedefini gerçekleştirdi de, tüm koşturmacalar meyvesini vermiş oldu…
Aksiyon dolu Hollywood filmlerinden bıkanlar için, Robert Redford’un yönetmenliğini üstlendiği çok keyifli bir film önerim olacak sizlere. Benim DVD arşivimde yer aldığı için, oynatıcıya takıp çalıştırdım. Yani stream servislerinde var mı yok mu bilmiyorum. Bir kısa roman uyarlaması olan bu filmi keyifle izleyeceğinizi düşünüyorum. Özellikle mekanlar ve çekimler insana huzur veriyor. (En azından bana her izlediğimde veriyor.) Oyunculuklar, şunlar bunlar biliyorsunuz haddim değil. Eleştiri yapamam. O vasıfta biri değilim. (Herbokologlara duyurulur; bilmediğiniz bir şey de olsun artık şu hayatta lütfen…)
Eğer ki keyifli bir kaç saat geçireyim, içim biraz huzur dolsun, arada bir hüzünleneyim, muhteşem manzaralar göreyim derseniz; Bizi Ayıran Nehir aradığınız o filmlerden biri olacaktır. Bu arada bu filmi izledikten sonra içinizde balık tutma sevdası doğabilir demedi demeyin…
Sonunda, her şey bir olur ve içinden bir nehir geçer. Nehir, dünyanın büyük seliyle kesilmiştir ve zamanın tabanından kayaların üzerinden akar. Bu kayaların bazılarında zamansız yağmur damlaları vardır. Kayaların altında kelimeler vardır ve kelimelerin bazıları onlara aittir.
Sevgilerle…
Onur Susan Blog 