Haydi Biraz Onur’a Gülelim

Fotoğrafta gülme sebebim, yaklaşık 12-13 metre ileriden bir eğitmenimin gerçekten güzel bir espriyi bana yapıyor olmasıydı. Hiç de farkında olmadığım bir an ekip arkadaşım meğer beni çekiyormuş…

Şimdi başlığa dönelim. Fotoğraf başlığa uygun olsun istedim. Bu yüzden gülen bir Onur fotoğrafı koydum. Başlığımın sebebi ise çok daha komik. 2013 yılının Mayıs ayında yazmış olduğum bir yazı. Evet burada blog sayfamda yazmışım ve okuyunca öyle çok güldüm ki… Yazıya buradan ulaşabilirsiniz… Eminim siz de benim gibi kahkaha atacaksınız…

Kadınların Kalbini Çalmak mı? 2013 yılında nerden aklıma gelmiş de böyle saçma sapan bir başlık açmışım… Aradan 12 sene geçmiş. Neden yazdığımı hatırlamıyorum. Fakat satır aralarına baktığımda ilgimi çeken çok enteresan şeyler oldu.

Kadınlar erkeklerden ne ister sorusunu sormuşum? Günümüzde bu sorunun özellikle ülkemiz genelinde çok ama çok basit bir cevabı var. Kadınlar erkeklerden maddi olanaklar ister. Gerisi hikaye… Çok acımasızca gelecek belki ama inanın bana Brad Pitt olsanız bile boş. Paranız yoksa ya da paranız olup da koklatmıyorsanız geçmiş olsun. Kaybettiniz… Sevgiymiş, duyguymuş, hislermiş, değermiş… Hepsi hikaye. He bu arada tam tersini düşünen kadınlar da karşınıza çıkabilir. Bir de böyleleri var. Sizi para peşinde koşan erkek sanacak anlayışsız kadınlar da olacaktır. Eminim böyle erkekler de vardır. Hak vermek lazım. Ama önemli olan öncelikle birbirinizi tanımak değil midir?

Neyse sonra yine demişim ki; eski tecrübelerime baktığımda kadınların %75’i bana Hayır demiş. 12 yıl önceki Onur bunları söylemiş. Günümüze döndüğümüzde bu oranı %30’lara düşürdüğümü söyleyebilirim. İnanılmaz bir ilerleme değil mi? Fakat burada şunu da belirtmek isterim ki; oran ne kadar yükselmiş olsa da denk geldiğim insanlar maalesef duygusuz insanlar oldu. Yani oranı %100 yapsam bile makus kaderim değişmeyecek bunu biliyorum.

En son ciddi ciddi değer verdiğim, bir çok şey konuştuğum bir kadın bile, bir anda bambaşka bir kimliğe büründü. Tanınamaz hale geldi. Saygı, sevgi çerçevesini geçtim, anlam bile veremediğim düşüncelerini üstüme fırlattı durdu. Ve inanır mısınız dinlemedi bile… Kimlik değişikliği nasıl bu kadar çabuk değişkenlik gösterebilir? Tabii ben hala bir çok şeye saygı duymaya devam ediyorum. Çünkü bazen biliyorum ki bir çok insan (buna ben de dahilim) öfkeyle ve istemeden bir çok şey söyleyebilir. Bunlar hepimizin başına gelen şeyler. O yüzden Keşke %75 HAYIR cevabı alan Onur olarak kalmaya devam etseydim. Bu ne demek oluyor; 4 kadından 3’ü bana HAYIR diyor… Bence çok güzel bir oran.

Sonrasında da demişim ki, inadımla HAYIR diyenleri ikna edebiliyor muşum… Kardeşim sen kafayı mı yedin? Neyin ısrarı bu. İkna ettin de ne oldu gördün sonunda her şeyi. 12 sene önce de böyleydi şimdi de böyle… Ben cidden manyak mışım 12 yıl önce. Dertsiz başıma dert almak için çırpınıp durmuşum bir de bununla övünmüşüm… Oğlum deli misin sen? Neyse ki büyüdüm arkadaşlar. İkna falan yok artık. Çok daha akıllı bir birey oldum. Size yemin edebilirim. İnanmayanlar beni tanıyanlara beni sorabilir. Hiç çekinmeyin. Bu deli neyin nesidir diye sorun, cevaplasınlar her şeyi…

İşin en garip tarafı da artık yazının sonunda kendime sorduğum sorularda yatıyor… Neden Casanova olamadım diye kendime sormuşum… Bakın şu satırları yazarken evde kendi kendime gülüp duruyorum. İşte bu yazıyı da sizlerde gülün diye hazırladım. Casanova olmak mı? Bir de olamadığım için nasıl olunacağının tekniklerini araştıracak mışım? Haydi hep beraber kahkaha atalım… Neyse olur böyle gençlik hataları. 12 sene önce kaçtı yaşım? Yirmi yedi. Eee boşuna demiyorlar erkekler kırkından sonra akıllanıyor diye. Bak işte size kanıtlarla bu gerçeği göstermiş oldum. Bilim asla yanılmaz.

Blog sayfamı 2012 yılından beri hayatta tutmaya çalıştığım için, bugün ziyaretçilerimden biri 2013 yılında kaleme aldığım o yazıyı okumuş. İstatistiklerde görünce ve başlığı da okuyunca; nasıl yani böyle bir yazı mı yazmışım diye merak edip açtım yazıyı ve işte şu an sizlerle de bu durumun kritiğini yapmış oldum. Eee dile kolay 2012 diyorum. Kaç yıldır yazıyorum bir şeyler ve o kadar uzun sürede çok şey gördüm geçirdim ve büyüdüm arkadaşlar… Siz en iyisi bundan sonra yeni yazılarımı okuyun. Çok fazla gerilere gitmeyin. Gerçi içimdeki çocuğu sürekli yaşatıyorum… Zamanında çok ama çok sevdiğim bir kadının sözü vardı; çocuklar bir tık odundur ama dolambaç bilmezler, nettirler diye… Ben hala bir tık odunum ve inanın bana hala dolambaçlı yolları bilmiyorum. Ve her şeyde gayet netim…

Kalın sağlıcakla.

Lütfen bir cevap yazın.

search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close