Üzücü ama gerçek. Potansiyelimin çok aşağısında bir performans sergileyerek bu sene okumam gerekenden çok daha az kitap okudum. Tabii ki onlarca bahane sayabilirim size. Ama hiç biri daha çok okumama engel olacak sebepler değil ne de olsa.
2023 yılında toplamda sadece 16 kitap okuyabilmişim. Şu an okumaya devam ettiğim, yarım bıraktığım 6 kitap daha var. (Sanırım 2024 yılı içerisinde onları tamamlayabileceğim.) Bu kadar az kitap okuduğum için kendime kızıyorum ancak 2022 yılına baktığımda okuduğum kitap sayım sadece altıymış. (Evet yanlış okumadınız sadece altı.) 2023 yılında 10 kitap daha fazla okumuşum ama yine de söyleniyorum. Söylenmekte de haklıyım.
Bu arada sabah ritüellerim gereği Podcast dinlemeye ve makale okumaya ara vermeden devam ediyorum.(Eee bahane mi bu? Belirtme sebebim neydi?) Ancak kısa biyografilerimde yazan “kitap tutkunu” benzetmesinin karşılığı asla yılda 16 kitap olmamalıydı. (Metro serisi üç kalın ciltten oluşuyordu. Sanırım sindire sindire, heyecanla okumamın ve oyununu da eş zamanlı olarak oynamamın benden çaldığı zamanı da burada açığa kavuşturmam gerekir.) Geçen sene de Mario Puzo’nun Baba serisini okumuştum. Onun da ansiklopediden farkı yoktu. (Bu da başka bir bahane mi?)
Peki 2023 kitaplarımdan beni derinden etkileyenler hangileri oldu? İki mükemmel kitap hakkında kısa bir açıklama yapmadan önce neler okuduğumu liste halinde sıralamak isterim. (Bitirme sırasına göre değil, rastgele listeliyorum.)
- Zengin Baba, Yoksul Baba (Robert Kiyosaki)
- Uzun Günlerin Hasadı (Hasan Onur Kaya)
- Atomik Alışkanlıklar (James Clear)
- Reset At (Jason Schreier)
- Liderin Takım Çantası (Cem Kozlu)
- Kuantum Sıçrama (R. Şanal)
- Haşırt Dı Blackboard (Zafer Algöz)
- Metro 2033/2034/2035 (Dimitry Glukhovsky)
- Yenile (Satya Nadella)
- Tim Cook (Leander Kahney)
- Kum Tefrikaları (Ömür İlkim Demir)
- Othello (Shakespeare)
- Piyasaları Okumak (Hakan Özerol)
- Nazik Olmanın 100 Yolu (Theresa Cheung)
Bazıları kısa atıştırmalıklar, bazıları da yukarıda da belirttiğim gibi sindire sindire okuduğum kitaplardı. Hepsinden ayrı ayrı keyif aldığımı belirtmeliyim. Ancak beni benden alan iki kitabı kesinlikle sizlere burada tavsiye etmeliyim.
Birincisi için öncelikle kısa bir hatırlatma yapmalıyım. Biliyorsunuz ki ben bilgisayarlar ve video oyunlarla büyümüş 90’lı nesillerdenim. (85 doğumlu 90’lı nesil.) Bu sebeple video oyununu çok ama çok sevdiğim, kitabını ise sonradan okumaya başladığım, kitabını okurken de oyununa baştan başladığım Metro serisini, özellikle distopyalardan hoşlanan ya da hoşlanmayan herkese tavsiye ediyorum. Baş karakterimiz Artyom Alekseyevich’in macerası üç kalın kitap boyunca sizi olduğunuz andan alıp, Rusya’nın soğuk ve karanlık metrolarına götürecek. Hem de nükleer savaş sonrasındaki bir tarihe. Zaten bu muhteşem kitabı çoğunuz biliyorsunuzdur eminim. Ben bilmeyenlere önermiş olayım.
İkinci önerim ise Kum Tefrikaları… Uzun zamandır beni bu kadar içine alan, hikayesiyle sürükleyen ve anlatım diliyle de büyüleyen bir kitap olmamıştı. O kadar güzel akıyor ki kitap… Bu arada kitap 2020 yılında yayınlanmış. Ben maalesef geç okuma fırsatı buldum. E-kitap olarak satın aldım ve okudum. Buna rağmen fiziki versiyonunu okuyormuş gibi keyif aldım. (E kitap övmüş gibi oldum, ama değil. Kitabı övüyorum.) Kitap tarihi olaylarla günümüz arasında mekik dokuyor. Baş karakterimiz Dr. Mithat ve onun halasının eşi olan Pilot Yüzbaşı Şevket Kemal beyin anılarını anlatıyor. (Bu güzel kitabı bir solukta okuyacağınıza bahse girerim.)
Okuduğum diğer kitaplardan da keyif aldım. Ancak bu ikisi benim için çok ayrı bir yere taht kurdu. 2024 için hedefim 16’dan daha fazla kitap okumak. Başarabilir miyim bilmiyorum. Ama elimden ne geliyorsa yapacağım. Gerekirse daha erken uyanacağım, ya da dizi ve filmlere daha az zaman ayıracağım. Gerçi 2024 yılında daha çok blog yazısı hazırlayacağım diye de kendime söz vermiştim…
Verilen sözler bitmek bilmiyor. Şimdiden öncelik sırası belirlemenin zamanı geldi de geçiyor bile.
Sevgilerle…
Onur Susan Blog 