Kısaca 2020 ve Ben

2019 özetini hatırlayacak olursak; telefona gelen bildirimler, hatırlatmalar bu sene de devam etti. Meğer her sene yenilensin diye tüm hatırlatmalarımı düzenlemişim…Aslında 2020 yılını “ben” diye bencilleştirmek çok yanlış olur. Covid denen illetin hayatımızı alt üst ettiği koca bir yılı kişiselleştirmek niyetinde değilim. Tabi bir diğer sebep ise, benim 2020 yılı boyunca dijital günlüğüme tek bir satır yazmamış olmam. Bu da demek oluyor ki; ortada kişisel, hatırda kalır tek bir anı yok… (Bir kaç satır yazdım aslında, ama o kadar az yazdım ki, o yazılanları yazılmamış kabul ediyorum…) Ve bu sebeple kendime büyük bir söz verdim; 2021 yılında iyi veya kötü her şeyi not almaya devam edeceğim. Gün be gün olmasa bile önemli olan şeyleri tıpkı eskisi gibi not alacağım… (Bu arada 2019 yılının özetinde yıl bitmeden çok güzel şeylerin olacağını, bununla ilgili içimde çok farklı duyguların canlandığını dile getirmiştim… Şimdi düşünüyorum da öyle bir şey maalesef olmamış. Belki 2021’de olur, kim bilir.)

2020 yılı doğrusunu söylemek gerekirse o kadar güzel başlamıştı ki… Güzel bir yılbaşı gecesi, beraberinde gelen güzel dilekler, umutlar hayaller. Fena sayılmayan bir iş temposu. Aslında 2019 özetini hatırlayacak olursak; telefona gelen bildirimler, hatırlatmalar bu sene de devam etti. Meğer her sene yenilensin diye tüm hatırlatmalarımı düzenlemişim. (İyi mi yapmışım, kötü mü yapmışım bilmiyorum.) Geçen sene yazmaya çalıştığım kitap taslaklarımı 2020 yılında bir kez bile açmadım. Çünkü ciddi anlamda odaklanmam ve konularla ilgili arşivleri tarayıp anıları hafızamda canlandırmam gerekiyordu. Bu sürecin ne kadar zor ve hüzünlü olduğunu tarif edemem. Bunun yerine blog sayfama duygu ve düşüncelerimi kısa veya uzun bir şekilde dökmeyi uygun gördüm…

Şubat ayı, Ocak ayına göre iş temposu olarak daha yoğun geçmeye başlarken, her sene olduğu gibi bu sene de yine Mars Sportif’in geleneksel yönetim toplantısı yapıldı ve tüm kulüp yöneticileri ile bir araya gelerek muhteşem iki gün geçirdik. Tabi ki en keyiflisi gece eğlenceleriydi… Böylece daha motive ve hırslı bir şekilde Şubat ayı hedeflerine odaklanabildik. Ta ki Mart ayının ortasına gelene kadar…

Mart ayına, içeride biriken senelik izinlerimle başladım. İlk haftası aklımda kaldığı kadarıyla sanırım 10 günlük bir izin ayarladım kendime. Ailem ile keyifli geçen izin dönüşü, İstanbul’a ayak basar basmaz spor kulüplerinin kapandığı haberi ile sarsıldık. Covid 19 denen illetin, ilk elle tutulur etkisini belki de görmüş oldum böylece. Ve meşhur karantina hikayeleri de böylece başlamış oldu… Zaten bunları uzun uzun anlatmaya gerek duymuyorum. Tabi spor kulüpleri kapanınca İstanbul’da kalmamın pek bir anlamı olmadığının farkına varıp, tekrar Çanakkale’ye dönüp sessizliğin ve huzurun tadını çıkarmak istedim. (Anılar, anılar, şimdi gözümde canlandılar…)

Nisan ayının sonuna doğru üzücü bir haber ile tekrar İstanbul’a kısa süreli zorunlu bir dönüş yaptım. Yolculuk yasağının olduğu o dönemlerde gerekli izinleri aldıktan sonra İstanbul’a döndüm ve Mayıs ayını evimde geçirmeye karar verdim. Neyse ki Haziran ayında spor kulüpleri yeniden hayata döndü ve ben de “yeni başlangıç” ya da “yeni dünya” ya da her ne isim veriliyorsa; o denen hayata büyük bir hevesle başlangıç yaptım. Karantina döneminde çalışmanın ne kadar keyifli olduğunu düşünüp durmuştum herkes gibi. (Yanılmış mıydım yoksa?)

Tabi ki hiçbir şey Covid öncesi gibi değildi; bir sürü önlem vb kurallar olmasına rağmen mesai saatlerimiz önceki dönemler gibi değildi. Bunun zorluğunu da hala yaşamaya devam ediyoruz. Her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de bir sürü değişiklikler oldu. Neyse ki spor yapmanın önemini bilen insanlar sayesinde sektörün bir numarası olmanın da verdiği güçle yolumuza devam ediyoruz. Ama “zor ve yorucu” bir şekilde devam ediyoruz.

Haziran ayından Aralık ayına ilginç ve hatırda kalır şeyler başıma geldi mi diye düşündüğümde; evet bir çok şeyin geldiğini söyleyebilirim. Ama detay verme gereği duymuyorum. Kimi keyifli kimi keyifsiz bir sürü olay geçti başımdan. Sadece pişmanlık duyduğum şey; bunları neden not almadığım. Bilmiyorum; böyle olmasını istedim demek ki. Ayrıca bir diğer üzücü konu da 2020 yılı kitap okuma hedefime ulaşamamış olmam… Bu satırları yazarken (Aralık ayının beşi) koca bir sene sadece 15 kitap okuyabilmişim. Evet bir dönem bıktığım oldu; karantina dönemi. Ancak yine de çok az geldi gözüme. (Şu an 5 farklı kitap okuyorum. Belki 2 tane daha yıl sonuna kadar bitirmiş olabilirim… Bu beş farklı kitabın iki tanesi şiir kitabı. Çerez niyetine arada gidiyor. Cahit Sıtkı Tarancı ve Özdemir Asaf’ın muhteşem şiirleriyle besliyorum ruhumu.)

Büyük ihtimal bu sene yılbaşı yasaklarla geçecek. Bir çoğumuz evimizde (hatta belki de hepimiz) sevdiklerimizle ya da yalnız bir şekilde yeni yıla gireceğiz. (2019 yılının ilk 5 dakikasına saygı ve büyük bir özlem…) Yeni hayaller kuracak; yeni planlar yapacak, bir sürü güzel dileklerde bulunacağız. Kendimize yeni disiplinler edineceğimiz listeler hazırlayacağız ve bunlara uymayacağız. Ama bir şey var ki; hiç birimiz asla pas geçmeyeceğiz; “2021’in kendimiz için muhteşem bir şekilde geçmesini” dileyeceğiz.

Ben 2021 için şimdiden şöyle bir dilekte bulunuyorum… “Tüm iyi insanlar için mükemmel bir yıl olsun. Sadece 2021 değil, gelecek olan tüm yıllar mutluluk getirsin…” 

Eğer bir dilek hakkım daha var ise; onu da kendime saklıyorum.


“Onur SUSAN”

Kısaca 2020 ve Ben” için 2 yorum

  1. Bütün dileklerin gerçek olsun.

    Beğen

  2. Hepimizin dilekleri gerçek olsun 🙏🏻

    Beğen

Lütfen bir cevap yazın.

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi:
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close