Aşık Veysel

Beni tanıyanlar şöyle diyecektir… Yok artık daha neler! Peki o zaman, kısacık bir giriş yapıp sonra yazımı güzel bir sonla bitireyim madem.

Hafızama ilk kazınan müzik, ana okul zamanından kalma Yeni Türkü’nün Telli Telli isimli şarkısı. Şarkının çıkış zamanına baktığımda 1983 olduğunu gördüm. Ben doğmadan iki yıl önce. Benim kulağıma ilk geldiği dönem de beş yaşlarında olduğum zaman. Yani 90’lar… Tabi o zamanlar ana okula gidiyorum. Gerçekten bu şarkıyı, o ufacık halimle sözleri mırıldanmamı çok net hatırlıyorum. “Sakın çıkma patika yollara…”

Haydi hemen müzik ile tanışma faslını geçip iz bırakan diğer dönemlere geçelim… Eyüp, Nişanca’da oturduğumuz dönem. Babam bana ilk Walkman’imi almıştı. Kırmızı mı kırmızı mükemmel bir kaset çalar. Sabahın köründe Levent Yüksel’in Med Cezir kasedini takar, kulağımda kulaklıklar ile balkonda bağıra bağıra; Yeter ki Onursuz Olmasın Aşk derdim. Belli ki daha o zamandan aşk insanı olacağım ortadaymış. Tabi oradaki “Onursuz” kısmını hep kendimle özdeşleştirirdim. Levent Yüksel ne alaka Onursuz aşk olmasın diyor derdim. Demek çok sevdiği bir arkadaşı aşk acısı çekmiş onun adı da Onur’muş derdim. Ne yapacaksın; ilk okul bir ya da iki dönemleri. Yaş henüz altı yedi…

Tabi sonrasında eve Sony marka mükemmel bir müzik seti girdi ve ufaklık Onur bu durumda boş durur mu? Gerçi ben değil babam da durmuyordu, kasetler; yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan CD’ler derken; müzik hayatımın  bir vazgeçilmezi haline gelmişti… Çocukluk dönemim; kaset, CD ve MP3 olarak üçe ayrıldı. Kaset ve CD zamanında ailemin de seçimleriyle yerli parçalar evde hüküm sürerken; bilgisayarın hayatıma girmesi ile tamamen yabancı şarkılara geçiş dönemim de başlamış oldu…

Yerli kaset ve CD’lerde Türkçe efsane sanatçılar oturma odasında müzik setinin yanında yerini sağlamlaştırmışken, benim odamda bilgisayarımın içinde yüzlerce yabancı MP3 “ergen” Onur’un hayatına renk katıyordu… Evet orta okul dönemlerim… Sadece yabancı dinlemeye başladığım, yerli olaraksa sadece çocukluğumda dinlediğim sanatçılara ayrıcalık tanıdığım uzun bir süreci temsil ediyordu… Özetlemem gerekirse; orta okul birden iş hayatıma atılana kadar sadece yabancı şarkılar dinliyor; yerli şarkıları ise es geçiyordum. Bu sebeple arkadaşlarla gittiğimiz eğlencelerde, gecelerde ya da herhangi bir etkinlikte yerli pop şarkılara asla eşlik edemiyordum. Çünkü şarkıların sözlerini bilmiyordum… Kahretsin ki dinlemiyordum…

Hele yöresel şarkılar, türkü, saz, kemençe vs hak getire… Sanki İngiliz kraliyet ailesinin bir üyesiymişim gibi yöresel tek bir şarkı bile bilmiyordum. Neyse pek kısa olmadı farkındayım. Anlayacağınız yerli şarkılar dışında yabancı tüm şarkılara hakim bir Onur geçti 1990 başlarından 2000 sonlarına… Benim için büyük bir kayıp olarak nitelendirebilirim bu durumu…

Peki şimdi bu kadar açıklamanın Aşık Veysel ile ne alakası var diyeceksiniz? Ben de size söylemeyeceğim. Ciddiyim. Sadece söylemek istediğim şey; 2019 yılı o kadar kötü başladı ki bana; bu sayfalardan AY AY takip ettiniz zaten. Çektiğim sancıları tekrar anlatmama gerek yok. Ama söylemek istediğim şey şu;

Öyle bir şey hissediyorum ki; 2019 benim için huzurlu bitecek. Evet berbat bir şekilde başladı ama ne olduğunu bilmediğim çok garip ve huzur veren duygular var içimde. Belki de yanılıyorum; bilmiyorum. Sadece çok mutluyum. O büyük ayrılık acımla, ya da yeni bir aşk meşkle alakası yok bu huzurun. Sebepsiz yere mutluyum. Ve 2019 benim için bu mutlulukla bitecek. Belki de daha da mutlu bir şekilde? Size yemin ederim sebebini bilmiyorum ama içimde bir huzur var. Bundan mütevellit bu huzuru hissettiğim şu günlerde Aşık Veysel’in “Mecnunum Leylamı Gördüm” cover’larını dinliyorum. Hatta orijinalini bile dinliyorum.

Mecnunum Leylamı gördüm
Bir kerecik baktı geçti
Ne sordum ne de söyledi
Kaşların yine yıktı geçti…

Gerçekten günlerdir mutluyum ey dostlar. İçimde sebebini bilemediğim bir mutluluk varken her şarkıdan, her şiirden o kadar güzel anlamlar çıkarabiliyorum ki…

Ateşinden duramadım
Ben bir sırra eremedim
Seher vakti göremedim
Yıldız gibi aktı geçti…

Acı dolu, özlem dolu, hüzün dolu, hatta işkence dolu 2019’un sonlarına yaklaşırken; sebebini bile bilmediğim bu mutluluğun hiç bitmemesini;

Umutların, rüyaların, hayallerin gerçekleşmesini…

Mecnun’ların Leyla’larına kavuşabilmesini dilerim.


Sevgilerle…
“Onur SUSAN”

Aşık Veysel” için 5 yorum

  1. Çok mutlu olasın,ne güzel yazmışsın.

    Beğen

  2. Teşekkür ederim. Bu aralar neden böyle sebepsiz mutluyum çözemedim. Ama çok daha mutlu olacağımı da hissediyorum… Herkes mutlu olsun.

    Beğen

  3. Hayat ne sadece acı ne sadece neşe, sevinç. Mutluluk ise anlık. Yaşamı her haliyle seviyor ve vazgeçmiyoruz. Benim gençliğimde de yabancı müzikler tercihimizdi ama Aşık Veysel hep değerliydi. Güzel, keyifli bir haftasonu dilerim

    Beğen

  4. Çok teşekkür ederim. Sanırım gençliğimizde özenecek şeyler arıyor ve yabancı müziklere, sanatçılara yöneliyorduk… Yıllardır her şarkının, her türün farklı bir tadı olduğunu keşfettim. İyi ki de keşfetmişim… İyi hafta sonları size de.

    Beğen

  5. Yayılsın bu enerji çünkü hepimizin çok ihtiyacı var.

    Beğen

onursusan için bir cevap yazın

search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close