Kısaca 2017 ve Ben

Geleneği bozmayalım ve 2017’nin özetini, daha doğrusu akılda kalır anlarını ve olaylarını yazalım bakalım. Sakın bu kadar hafıza nereden geliyor falan diye düşünmeyin. Dijital günlüğümü açıp ay ay anılarımı kontrol ediyorum ve önemli olanları ve ayrıca özel olmayanlarını burada sizlerle paylaşıyorum. Zaten yaşadığım çoğu şey sizlerin de hayatınızda yaşadığınız olay ve anıların farklı renklerdeki hali. Bu yüzden yabancılık çekmiyorsunuz ya zaten. Neyse;  haydi lafı fazla uzatmayalım ve 2017’nin özetine geçelim.

2017’nin Ocak ayına amcamlarda güzel bir yılbaşı kutlaması ile girmiştim. Tabi gecenin ilerleyen saatlerinde TV’de o akıllardan silinmeyen üzücü Reina saldırısının haberleri yayınlanmaya başlamıştı ve bu yılbaşı gecesinin tatsız bir şekilde son bulmasına sebep olmuştu. Ocak ayı ile ilgili ilginç olaylardan biri de Trump ekibi ile gece 1-2 halı saha maçı yapmış olmamızdı. Sahaya gecenin bir saatine yürüyerek gitmek, yorgunluktan doğru düzgün oynayamamak ve yenilmek… Yine Ocak ayında Ortaköy merkez ofiste eğitime katılmışım. Ve Ocak aylarının başlarında güzel kar yağışları olmuş. Hatta bir gün otobüs olmadığı için işe gidemediğim bile olmuş. Kısaca Ocak ayı keyifli ve aksiyonsuz geçmiş.

Şubat ayında hala amcamlarda kalmaya devam etmişim. Ve bir haftalık geçen seneden kalan senelik iznime çıkmışım. Hatırlıyorum da ne kadar sancılı bir süreç olmuştu izne çıkmam. Bir kaç pürüz yaşamıştım ama sonrasında durumu toparlayabilmiştim. Havaların çok soğuk olmasına rağmen Mertcan efendinin gazı ile motorumu yollara çıkartmışım ve beraber Bebek sahile gitmişiz. Ne akla hizmetse artık. O geceyi de hatırlıyorum. Bebek sahilde Mc Donald’s keyfi fena sayılmazdı. Bunların dışında pek de bir şey olmamış.

Mart aynın en eğlenceli olayı bahçede bizim ekiple mangal partisi vermiş olmamızdı. Mertcan ve Dido, minik kuş Yasemin, Diyar, Cansu ve ben. Ekip inanılmaz sağlamdı. Ve sabaha kadar eğlence bizim peşimizi bırakmamıştı. O soğukta elektrikli soba ile ahşap bir evin içinde eğlenmek tamamen akıllara zarar bir tecrübeydi. Neyse ki hastalanmadan ve yara almadan ertesi güne gözlerimizi açabilmiştik.

Nisan ayının başlarında Dou beyin aramızdan ayrılacağı haberini almışsız. Kendisi BizCevahir şubesine müdür olmuştu. Bizim için hem üzücü hem de sevindirici bir haberdi. Kendisi bize çok şey katmıştı ve öğretmişti. Gitmesine üzülüyorduk. Ama bir yandan da seviniyorduk çünkü terfi almıştı. Nisan ayında akılda kalır bir diğer olay ise AVM kapalı otoparkında motorumun spor camını ve aynalarını çalmaları olmuştu. Saçma bir güvenlik sistemi olduğu için gözlerinin önünde hırsızlık yapılmış ve güvenlik görevlerinin ruhu bile duymamıştı. Bir de bunların dışında Mi ile bahçeye bol bol çiçek dikmiştik. Ama sulamadığımız için çoğu sonradan solup gitmişti. Ve buna çok üzülmüştük.

Mayıs ayının en güzel olayı Sascha’nın tiyatro gösterisi olmuştu. Gösterinin sonuna kadar kalamadığımı hatırlıyorum ancak kaldığım süre boyunca bol bol video kaydı gerçekleştirmiştim. Bazen açar tekrar o görüntülere bakarım. Çok eğlenceli ve güzel bir gündü. Bir de Yelena ile ciddi bir kavgamız olmuş. Onu da hatırlıyorum ama sonraki günlerde bir şekilde tatlıya bağlamasını bilmişim. Nasıl bağladığımı hatırlamıyorum ama uzun bir süre görüşmediğimizi biliyorum.

Haziran aynının en akılda kalır yanı Çanakkale’de ailemin yanında yaşayan biricik bebeğimiz Çığ beyi kaybetmiş olmamdı. Annemin anlattığına göre durup dururken ağzından kan gelerek çok acı çekmeden hızlı bir şekilde hayata gözlerini yummuş. Veterinerin dediğine göre yaşlılıktan kaynaklanan bir iç kanama vb bir şey olabilirmiş. Huzur içinde uyu Çığ bey. Ay ortalarına doğru Akarçeşme’de Kuru ve Lütfü ile oturup çay keyfi yaptığımız günü de hatırlıyorum. Uzun yıllar sonra aynı sokakta çocukluk arkadaşlarınla bir araya gelmek insanın içini huzurla dolduruyor. Bunların dışında bir de Utku ve Efe ile Bebek sahile gidip plankton ziyareti gerçekleştirmişiz. Boğazın o muhteşem manzarası ve temiz havası eşliğinde kilometrelerce yürüdüğümüzü hatırlıyorum. Ne gündü ama!

Temmuz ayının en önemli iki konusu. Embesil bir taksici yüzünden scooter’ım ile yaptığım kaza ve senelik iznim için ailemin yanına amcamlarla beraber gitmiş olmam. Scooter kazası sonrasında omzum ciddi anlamda ağrımıştı. Ve o ağrının küçük çaplı yansımaları hala ara ara omzumda varlığını hissettiriyor. Tatilim ise muhteşem geçmişti. Bol bol kahve, kitap ve tertemiz deniz havası. İnsan başka ne ister ki… Herkes yüzerken ben balkonda kahve içiyor kitap okuyordum. Sanırım bu yüzden erkenden emekli olmayı istiyorum.

Ağustos ayında hiç mi aksiyon olmaz. O kadar notlarımı karıştırdım fakat kayda değer bir şey bulamadım. Belki de daha fazla aksiyon ve adrenalin dolu anları hayatıma katmalıyım. Neyse, geçelim Eylül’e.

Eylül ayıyla ilgili bir kaç önemli not karalamışım. Bunların arasında en önemlisi bahçede minicik bir fındık faresinin ciyaklayarak üzerime doğru koşması olmuştu. O olaydan sonra yaklaşık 4-5 gün bahçe kapısını kullanmamıştım. O günü hatırladıkça tüylerim diken diken olmaya devam ediyor. Zaten bu olaydan sonra da kiralık daire arayışına başlamışım. Kış ayları da geldiği için başımı sokacak bir ev ihtiyacı doğmuştu ve şu an oturduğum kiralık daireyi bulmuşuz. Amcamın da katkılarıyla ev bulma olayını da halletmişiz. Ufacık bir fareden neden korktuğumu düşünüyorsanız söyleyeyim. Korkmadım tiksindim 🙂

Ekim ayının akılda kalır en önemli olaylarından biri Diyar’ı ziyarete gitmemiz olmuş. Mertcan, Dido ve ben Diyar’a gittik ve keyifli bir gece geçirdik. Ertesi günü kalkıp işe gitmek zor oldu fakat bir önceki gece eğlenceli geçtiği için bu sıkıntı devede pire kalırdı. Ve Ekim ayının akılda kalır en güzel tarafı benim için AXIS’e veda oldu. Ekip arkadaşlarımın hazırladığı muhteşem bir parti ile yeni kulübüme gitmek adına ilk adımımı atmıştım. Hatırladıkça duygulanıyorum. AXIS’in yeri bende her zaman farklıdır. Ve hala fırsat bulukça gider arkadaşlarımı görürüm.

Kasım ayı CMC projesi ile başladı. AXIS’e veda etmiştim ancak ilk hafta her gün düzenli olarak eski kulübüme uğradım. Sonrasında bir haftalık MOI oryantasyonum vardı ve ardından Arenapark kulübümde görevime başladım. Kulüp açık olmadığı için ufacık bir stand önünde görev yapıyorduk. Soğuk ve yorucuydu ama çok da keyifliydi. Kasım ayının en hatırda kalır anları da bunlardı.

Aralık ayı için ise söylenebilecek tek şey Arenapark kulübümüzün açılışı oldu diyebilirim. Yoğun bir ön hazırlık döneminden sonra kulübümüzü açtık ve muhteşem bir ekiple göreve başladık. Şu an yepyeni bir ekibiz. Ve sıkı bir çalışma ile başarılı ve adından söz ettiren bir ekip olacağız.

2018 yılının herkes için; sağlıklı, huzurlu ve mutlu geçmesini diliyorum.

Sevgilerle…

“Onur SUSAN”

Kısaca 2017 ve Ben” için bir yorum

  1. 2018… gelecekte yaşıyoruz. Yıllar evvel insanların merak ve umut ettiği yıllarda.
    Bizler bir dönemin rüyasıyız. O zaman öyle davranalım. Yaşadığımız çağı güzel yapalım.

    Liked by 1 kişi

Lütfen bir cevap yazın.

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi:
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close