Hayatımızı şekil veren şeylerin ne olduğunu düşündünüz mü hiç? Çok basit bir cevabı var. Yaşadıklarımız… Acısıyla, tatlısıyla yaşadığımız bir çok şey hayatımızı şekillendiriyor. Ve aslında biz bunlara kısaca “tecrübe” diyoruz. Etrafımızdaki yüzlerce insan bize nasihatler veriyor, hikayeler anlatıyor ya da önerilerde bulunuyor. Ancak biz büyük bir çoğunlukla tecrübelerimizle orantılı olarak olgunlaşıyoruz.
Bu dünyaya her şeyden bihaber olarak geliyoruz. Agu, gugu dönemlerini atlattıktan sonra, çocukluğumuzu da yaşadıktan sonra aslında ilk adımımızı atıyoruz hayata. Emekleme dönemini geride bıraktığımız bu dönemlerde bazı şeylerin farkına varmaya başlıyoruz. Büyümemize sebep olan çocukluk tecrübelerini bir kenara bırakırsak gerçek anlamda büyümeye yalnız başımıza kaldığımızda başlıyoruz. Bize olgunluk katan gerçek tecrübelerle bu dönemlerde tanışmaya başlıyoruz. İyi veya kötü, ama büyük çoğunlukla da kötü olaylar olgunlaşmamızın en büyük sebebi oluyor hayatımızda.
Bu satırlarda nasihat verme eğiliminde değilim asla. Ancak değinmek istediğim en önemli şey, tecrübelerimizin bizi gerçekten farklı bireyler haline getirmesi. Herkesin yaşamı bir başkasınınkinden farklı evet. Ancak farklılaşmamıza sebep olan da büyük çoğunlukla yaşadıklarımız ve bu yaşadıklarımızdan kazandıklarımız. Emin olun ki, yaşadığımız her şeyden ufacık bile olsa bir tecrübe kazanıyoruz. Ki yapılan hatalar kazanımların en büyüğü olarak geri dönüyor bizlere. Çekilen acılar ve ızdıraplar, ardından tecrübe ve olgunluk olarak kişiliğimize ve karakterimize yerleşiyor biz farkına bile varamadan.
Güzellikleri ve mutlulukların o an farkına varamıyorken, birden kaybolduklarında verdikleri acıyla tecrübe kazanıyoruz nedense. İşte o zaman elimizdekilerin kıymetini anlıyor ve bir daha aynı hataları tekrarlamamak için var gücümüzle çabalıyor ve en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bunları hayatımız boyunca belki de yüzlerce farklı kişiden farklı zamanlarda duyuyoruz evet, ancak neden kulak ardı ediyoruz her zaman. Neden mi? Çünkü tecrübe edinmedik de ondan. O gerçeklerle yüz yüze gelmedik de ondan. İnsanoğlunun zaaflarından en büyüğü de bu değil mi zaten? Tecrübe etmeden anlayamamak. Ya da anladığımız halde uygulama isteği duymamak.
Yaşam tecrübelerle şekilleniyor evet. Ve yaşadığımız her anın bize kattıkları paha biçilemez. Olumlu veya olumsuz. İyi veya kötü. Güzel veya çirkin. Hiç fark etmez. Çünkü biz yaşadıklarımız kadar tecrübeliyiz. Duyduklarımız ya da okuduklarımız kadar değil, yaşadıklarımız kadar olgunuz ve güçlüyüz. Ve bunun kıymetini de kesinlikle bilmeliyiz. Her anın değerini kavrayabilmeli, her şeyden ders çıkarmasını öğrenmeliyiz.
Ve en önemlisi; sahip olduğumuz değerlerin kıymetini kaybedince değil, elimizdeyken bilmeliyiz.
Sevgilerle…
“Onur SUSAN”
Düşüncelerim ve Ben 