
İçimizde en saf duyguların olduğu o yıllar… Çocukluk yaşlarımız. Hayattaki en büyük keyfimiz sokağa çıkıp deliler gibi oyunlar oynadığımız o zamanlar…
Evde durup da ne yapacaktık ki? Televizyonda haberleri mi seyredecektik… Sokaklarda koşturup bol bol çift kale maç yapmak varken. O güzel 90’lar…
Hani eğlence mekanlarında şarkıları çalmaya başladığında kafayı yediğimiz o 90’lar… Hangimiz özlemiyoruz ki o zamanları. Sizi bilmem ama ben özlüyorum.
Evet melodilerini duyunca çılgınlar gibi avaz avaz bağırarak söylediğimiz o muhteşem eserler… Ve o günlerden bu günlere hala benim için efsane olan sanatçılar…
Ya şimdi… Büyüdük. Hayatın acımasız rüzgarlarında bir o yana bir bu yana savrulup durduk… Çok defa yazdım bu sayfalarda; bir şekilde yolumuzu bulduk. Kimi zaman acılarla, kimi zaman da mutlulukla…
Sevgimin hatırına bir tanem
Hiç olmazsa selam ver…
Tarkan’ın Yine Sensiz albümü. Herkes Kıl Oldum Abi şarkısını çok sever. Ancak benim çok değer verdiğim iki parçası var. Hit parçaları 4’den fazladır bu arada. Ama benim için, Selam Ver ve Yine Sensiz şarkıları çok özeldir…
Hepimizi; dinlediğimiz bazı şarkılar, bizler için çok özel o anlarımıza götürür… Kimimizi 10 yıl öncesine, kimimizi 5 yıl. Fark etmez. O özel hatıra gözümüzün önünde bitiverir…
Neyse; ne anıları ne hatıralarıymış yine… Hayat işte; acımasızca devam ediyor. Umarsızca, seyrine teklemeden hem de… Neyin derdini ne için yaşıyoruz ki? Neden kafaya takıyoruz? Neden ümit ediyoruz? Binlerce soru… Bitmiyor sorular… Ama biz kafayı yiyoruz?
Değdi mi pekİ bu zamana kadar? Kimse için değmezmiş…
Takılmışım sözlerine
Ben mecburum gözlerine
Bunlara inanmak zor bir anda…
Kimde varsa alacak
Rüzgar çıktı ne kalacak.
Bütün bunlar delilikse,
Ben deliyim…
Uçmasam da göklere
Bir kuş olsam pencerede,
Perdeyi kapatsan da
Ben seninle…
Bir ses buldum isminde
Bin renk buldum yüzünde.
Bu bir zaman denizi
Biz nereye?
Keşke bir kuş olsam da şu an konmak istediğim o pencereye yol alabilsem…
Sevgilerle…
“Ancak benim çok değer verdiğim iki parçası var. Hit parçaları 4’den fazladır bu arada. Ama benim için, Selam Ver ve Yine Sensiz şarkıları çok özeldir…”
Benim için de “Kış Güneşi.”
Söz ve müziğin Y. Tilbe’ye ait olduğunu öğrendiğimde oldukça şaşırmış ve o çılgın kadına şapka çıkarmıştım. Çılgındır mılgındır ama hakkını verir sözün de bestenin de diye düşündüm hep ondan sonra.
BeğenLiked by 1 kişi
A Acayipsin albümü gerçekten akıl almazdır. Yıldız Tilbe’ye gelirsek… Gerçekten çılgın bir kadın evet. 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Ne güzeli ne içten bir yazım ve ifade biçimi. Tebrikler!..
Evet, 90’larda o güzel çocukluğu ve o güvenli ortamı tadabildiğimiz için çok şanslıyız. (85 doğumluyum)
Ilkokuldaydım hiç unutmam, hemen hemen hergün muntazam bir şekilde okul bitiminde mutlaka dışarıya çıkardık oynamaya. Yani hergün mutlaka buluşurdu o sınıf arkadaşları. Evler yakın olduğu için tabii, böyle kardeş gibi içiçe büyüdük bizler. Ondandır özlemimiz. O güveni, o birbirini her an görüp, koruyup, kollamayı. Kim kimle ne yapıyor kimlerle takılıyor vesaire her şeyi bilmek, arkadaşını sahiplenmek filan. Bu mahalle kültürü ile yetişmenin bizlere kattığı tarifsiz o donanım. Insanı, insan olduğu için sevebilmeyi böyle öğrendik. O zamanlar sanki cep telefonları yahut bilgisayarlar mı vardı? hayır… Olsaydı da eminim bizler gene sokaklarda olurduk çünkü o jenerasyon böyle bir jenerasyondu. Sevebiliyorduk en azından!!!
Şimdi soruyorum, kim kimi gerçekten saf duygularıyla, şeffaf bir biçimde sevip inanabiliyor ki?
Güven yok ki sevelim. İnançlar kalmadı ki güvenelim..
Daha ufacık yaşımda anlamıştım farklı bir kadın olduğumu. Diğer erkek arkadaşlarım bana ” sen niye kız gibisin Deniz?” dediklerine bir cevabım bile yoktu çünkü bilmiyordum neden onlar gibi olmadığımı
Derken ilkokul dönemi geçti, ortaokul dönemi başladı vesaire bu böyle sürüp gitti ve ben hep çocukluğuma geri dönüp baktığımda o aynı soruların yanıtsız kalanlarını düşündüğümde meğerse gerçekten ben bu hayatı bu şekilde yaşamak için gelmişim. Hata bende değilmiş. Aslında o diğer çocuklarda da değilmiş. Ortada bir hata değil, yaşanması gereken bir figür varmış onun da adı Denizmiş.
Bu zamanda hani farklı cinsten insanlara yaratıkmış gibi bakılıyor laflar atılıyor taciz ediliyor ya hani, işte 90larda hiçbir şeyi bilmememize rağmen yine de birbirimize saygılıydık. Tehditmişiz gibi algılanmaz sadece tuhaf olarak bakılırdık.. Tuhaf, orijinal, kendine özgü, şahsına münhasır vs. artık hangi tabir uygunsa o.
Çok uzattım farkındayım ama içimdekileri ben de dökmek istedim. Hatta aynı bu konuyla ilgili düşüncelerimi ben de kendi sayfamda kendimce yorumlayacağım..
Bendeniz, Tarkan, Aşkın, Sertap Erener, Levent Yüksel, Burak Kut, Yıldız Tilbe, Kenan Doğulu, Yoncimik…
ve daha nicelerinin bizlerin gelişiminde öyle ciddi katkıları var ki aslında. Bunu şimdiki Z kuşağı asla bilemeyecek..
Uruguaydan sevgilerimle!
(DENIZ)
BeğenLiked by 1 kişi
Gerçekten bu yorumdan bir yazı daha çıkarmış 🙂 Çok teşekkür ederim bu anlamlı yorumun için. Evet bizim jenerasyonumuz bence de bazı şeyleri doya doya yaşadı. Ve farklı yaşadı… Sevgilerle.
BeğenLiked by 1 kişi