Kısaca 2019 ve Ben

Yine koca bir senenin sonu ve yine yılın özet günü gelip de çatmış… Öncelikle yılın akılda kalır notlarına başlamadan önce kısa bir hatırlatma yapmayı uygun görüyorum.Blog sayfamı (ve sosyal hesaplarımı) takip eden yakın ziyaretçilerim benim hala bazı konuları aşamadığımı, bunalımda olduğumu falan düşünüyorlar. Yazılarıma (ve bazı paylaşımlarıma) bakarsak bu şekilde düşünmeleri çok normal. Ancak buradan tekrar hatırlatmış olayım ki; bu sayfada yazdığım tüm yazıları gerçek hayattaki Onur’un kalbinin en derinlerinde bir yerde yaşayan ve asla tanışmadığınız Onur yazıyor. (Şizofren mi deniyor bu duruma?) Onur 1 ve Onur 2 diye de düşünebilirsiniz… (Bu numaralandırma da bana bir şeyleri hatırlattı.)

Yani gerçek hayatta kesinlikle moralim yerinde ve daha önce bahsettiğim o sebepsiz mutluluğum devam ederken, kalbimin bilinmeyen derinliklerinde hala “rüyasını” bekleyen, o “büyülü gözlere” bir defa daha bakmak isteyen, “umudu”, “hayalleri” tükenmeyen bir Onur yaşamını sürdürmeye devam ediyor. Ve hala inanıyor; bir gün…

Bu açıklamadan sonra 2019 yılının özetine gelirsek; zaten ay ay her şeyi bu sayfalara döktüğümü biliyorum. Bu arada günlüğümü de açmaya ilk defa bu sene korkar oldum. Pek güzel şeyler yazmadığımı biliyorum, ama açmak zorundaydım. Ayrıca bu senenin özetini geçmiş senelere göre biraz daha farklı yazacağım. Umarım okurken keyif alır ve biraz da merakta kalırsınız.

1 Ocak 2019. Saat 00:01 Atakent’te sokak kenarında bir bank…
2019 yılına nasıl başladığımı daha dün gibi hatırlıyorum. “Gecenin karanlığını aydınlatan havai fişekler, köpeklerin havlamaları ve ben gözlerimi kapatmış bankta otururken A’nın yanıma gelmesini ümit ediyordum. Sonra kafamı çevirdiğimde beyaz bir köpekle köşeden dönen A’yı görüyordum ve o gece içimden bir dilek tuttuğumu şu an bile çok iyi hatırlıyorum. Sonra da ona sımsıkı sarılıp dakikalarca saçlarını kokluyordum…” İşte benim 2019’um bu şekilde başlamıştı.

Sevgilim olmayan bir sevgiliye 14 Şubat Mesajı;
Sevdik mi ömrümüzce, sevginin ne olduğunu biliyormuş gibi. Hissettik mi güzellikleri, gözümüzün her gördüğünü gerçek sandığımız gibi. Kapıldık mı rüyalar aleminin büyüsüne, sanki içimizde kelebekler uçuşuyormuş gibi. Gökyüzünün bulutları kucaklaması gibi; sımsıkı sarıldık mı özlemlere, hayallerimize kavuşacakmış gibi… Kaç defa kaybolduk karanlık gözlerde, koşturup durduk yolumuzu bulacakmış gibi? Dokunduk mu hayat veren bedenlere, sonunda yok olup gideceğimizi bilmiyormuş gibi. Aslında aldandık bir çok güzelliğe, sevildiğimizi sandığımız gibi… Ama bir sonu olmadan devam ettik sevmeye, sevginin ne olduğunu doğru düzgün anlatamadığımız gibi…
Ne anlatın, ne söyleyin… Sadece hissettirin “hak edene” içinizdeki o kutsal sevgiyi, sevilmiyor olsanız bile. Aldırmayın sakın, size arkanızdan bakıp o gülenlere. Ve utanmayın, haykırın dünyaya “aşkınıza değer” şu iki sihirli kelimeyi, göğsünüzü gere gere…
SENİ SEVİYORUM.
Sevgililer günün kutlu olsun. (AE)

23 Şubat 2019. Atakent… Soğuk bir gün.
Karlı bir cumartesi günü. Önceki günden A ile sözüm vardı. Buluşacaktık. Tabi öncesinde kız arkadaşları ile buluşma aylarmıştı. Bu sebeple S….ç bende kalacaktı. Saat 12:30 gibi dışarıda karlı bir hava varken gidip S’yi aldım ve eve döndüm. A’dan haber bekleyene kadar S ile evde kahve ve bilgisayar keyfi yaptık. Hatta biraz da uyku çektik. Sonrasında saat 17:30 gibi A aradı. Dışarısı çok soğuk sana geliyorum dedi. Geldiğinde pek dışarı çıkma isteği yoktu. Normalde planımız sinema ve kahve keyfiydi. Ancak yorgun olduğu için bunu gerçekleştiremeyeceğimiz belli oldu. Bende kendisine kahve yaptım. Ve yanına da protein bar verdim. Sonrasında sohbet muhabbet derken biraz uykusu geldi ve dizlerimde uyudu…Kesinlikle mükemmel bir kaç saat bu şekilde beraber geçirdik. Bol bol saçlarını ve yüzünü sevdim. Sonrasında biraz da ona sarılarak uyudum. Tabi S’de aramıza girmeye çalıştı. Sonrasında üzerimi değiştirip karlı havada onları evinin olduğu sokağa kadar bıraktım.

14 Mart 2019… Telefonuma gelen otomatik hatırlatma mesajı:

A’ya Instagram’dan ilk mesajımı gönderdim. (Tarih 14 Mart 2018 Saat 18:45)

18 Mart 2019… Telefonuma gelen otomatik hatırlatma mesajı:

A ile baş başa büyüleyici bir gece. (Tarih 18 Mart 2018 Saat 20:00)

Her şeyi not alırsan telefonun bu hatırlatmalarla susmaz diye düşünüyor olabilirsiniz. Evet haklısınız da. Sanırım A ile ilgili her şeyi not almışım. Hatta o kadar çok şey var ki onunla ilgili… Neyse; Mart ayıyla ilgili bir şey daha var ki; o da 25 Mart 2019… Ve akılda kalan üç kelime. “Elini Vicdanına Koy…” Ardından gelen Whatsapp engeli…

Nisan 2019… Çok da önemi olmayan sıradan bir gün.
İzmir ve Çanakkale ziyareti… Çanakkale’de sahil kenarında el ele tutuşup yürüdüğün anıları hatırlamak; otelin önüne gidip oturup sohbet ettiğin o balkonu seyretmek; şezlongların olduğu iskeleye çıkıp; o muhteşem geceyi gözlerimi kapatıp yeniden hatırlamak…

29 Nisan 2019. Atakent’te sokak kenarında bir bank.
Yalnız başıma oturmuş onun olduğunu düşündüğüm yöne doğru bakıyorum. Hava karanlık, sokak lambaları aydınlatıyor sadece yolu… Bense tek başıma boş hayallerle o bankta…

15 Mayıs 2019… Telefonuma gelen otomatik hatırlatma mesajı:

A’nın saçlarının kokusunu saatlerce içime çektim. Doyamadım. (Tarih 15 Mayıs 2018)

24 Mayıs 2019… Telefonuma gelen otomatik hatırlatma mesajı:

A bana, baş başayken; “İstemiyorum seni hayatımda” dedi. (Tarih 24 Mayıs 2018. Saat 21:50)

Haziran ayında sıradan bir haftasonu… Atakent’te sokak kenarında bir bank.
Her yerden engelli olduğum için son bir umut Facebook’dan atılan mesaj; ardından sokak kenarındaki bankta bekleyiş… Tabi ki mutsuz bir son. Ardaından Facebook’dan da engel;

…ve Sonsuza dek yok oluş.

20 Haziran 2019… Telefonuma gelen otomatik hatırlatma mesajı:

A’ İstanbul’a geldi ve sabahın köründe eve geçmeden bende kaldı. Uzun bir aradan sonra onu görmek dünyalara bedeldi. (Tarih: 20 Haziran 2018)

11 Temmuz 2019… Öğle saatleri;
Tamamen saf duygularla, kalpten ve anlayışla A’ya gönderilen bir e-mail… (Cevapsız kalan bir mail… Ta ki ertesi günün akşamı bilinmeyen bir numaradan bir erkeğin beni aramasına kadar geçen umut dolu bekleyiş…)

11 Temmuz 2019. Telefonuma gelen otomatik hatırlatma mesajı:

A bugün annesini kaybetti. Onun için ne kadar zor olduğunu asla anlayamam. Sonuna kadar onun yanında olacağım. (Tarih: 11 Temmuz 2018)

13 Temmuz 2019. Telefonuma gelen otomatik hatırlatma mesajı:

Bugün babamla beraber A’yı ziyarete gittik. (Tarih: 13 Temmuz 2018. Yer / Çanakkale)

18 Temmuz 2019. Telefonuma gelen otomatik hatırlatma mesajı:

A ile baş başa rüya gibi geçen bir kaç gün. Ve onu ailemle tanıştırmam… (Tarih: 18 Temmuz 2018)

20 Temmuz 2019. Telefonuma gelen otomatik hatırlatma mesajı:

A ile birbirimize kolumuzdan asla çıkarmayacağımıza söz verdiğimiz bileklik aldık. Birlikteliğimizi ölümsüz kılacak küçük bir hediye. (Tarih: 20 Temmuz 2018)

19 Ağustos 2019. Telefonuma gelen otomatik hatırlatma mesajı:

Onunla beraber sarı kediciği sevdiğimiz o banka yalnız başıma yürüyüş yaptım. O banka oturdum, onun fotoğraflarına baktım ve sonra onun evinin önündeki yoldan kendi evime doğru yürüdüm. (Tarih: 19 Ağustos 2018 Pazar)

25 Ağustos 2019. Telefonuma gelen otomatik hatırlatma mesajı:

A ile 25 Mayıs akşamındakine benzer bir tartışma yaşadım. Bir daha tekrarlanmamasını ümit ediyorum. (Tarih:25 Ağustos 2018. Saat:19:00)

Eylül ayındaki notlarıma baktığımda onunla ilgili her şeyi arşivlediğimi ve kitap yazmaya başladığımı görüyorum. Neyse ki belirli bir noktadan sonra mesajları, mailleri, anıları, hatıraları okumak, fotoğraflara bakmak dayanılmaz bir hal almış ve hepsini bir klasöre koyup kitap yazma işini rafa kaldırmışım. Sanırım doğru bir hamle olmuş. Ancak hala verdiğim kararın doğruluğundan da şüphe duymuyor değilim.

9 Ekim 2019…
Ama bir gün geldi ki; bilemedim,
Habersizce yok olup gittin;
Beni cehenneme hapsettin…
Bir dilek tut sevdiğim…
Gerçek olsun hayallerin.

İyi ki doğdun be kadın… İyi ki girdin hayatıma. Keşke hiç çıkmasaydın, hep var olsaydın.

6 Kasım 2019… Arenapark AVM. Starbucks.
Üç dört saniyeliğine de olsa bir hayal görmek. O hayalde rüyamdaki kadını görüp, onun büyülü gözlerini bir kaç saniye seyretmek… Akşam eve geçince kısa süreli bir sinir krizi geçirmek ve ardından tüm bu olanların gerçek olmadığını, beynimin alçakça bir oyunu olduğunu kabullenmek.

9 Aralık 2019. Telefonuma gelen otomatik hatırlatma mesajı:

SON! (Tarih: 9 Aralık 2018)

Buraya kadar okuyabildiniz mi bilemiyorum. Fakat en başta belirttiğim şeyi tekrar size hatırlatmak istiyorum. Bu yazıyı hazırlayan Onur’u asla gerçek hayatta göremeyecek, duyamayacak ve onu tanıyamayacaksınız. Çünkü bu Onur, kalbinin en özel yerindeki rüyasının gerçekleşmesini büyük bir umutla; kimsenin göremeyeceği ve duyamayacağı bir yerde beklemeye devam ediyor…

İşte 2019 benim için bu şekilde geçti sevgili takipçilerim. 2020’den de beklentim, tıpkı 2019’da olduğu gibi…

Bir gün… (AE)

“Değerli yorumlarınızı bekliyorum…”


Sevgilerle…
“Onur SUSAN”

Kısaca 2019 ve Ben” için 4 yorum

  1. Onur ve diğer Onur… Sizi o kadar iyi anlıyorum ki… Günlük hayatımda olduğum ve burada olduğum, size içimi sunduğum Luna o kadar farklı ve ayrı ki.. Bu ayrımı anlamak çok önemli. Hayat bize yeni yılda güzellikleri getirsin umarım. Sevgiler 🌸

    Beğen

  2. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim 🙏🏻

    Liked by 1 kişi

  3. Kitabını yazmaya devam et. Güzel bir yıl diliyorum sana.

    Beğen

  4. Yazamıyorum Eda. Çok zor yazmam. 🙂

    Beğen

onursusan için bir cevap yazın