Yeni Bir Dünya

Her gün tekrar eden bir oyun… Hiç bir değişiklik olmadan. Ne başlangıcı farklı ne de sonu. Her yeni bir günde, başlama düğmesine basan, bilmediğin bir güç. Ve hiçbir surette başlangıca engel olamayan sen. Her oyunun sonunu bildiğin halde, “belki bu kez değişik bir son olur ” umuduyla her gün yeniden aynı oyuna başlayan hapsolmuş bir beden… Kukla misali… Elleri, ayakları, tüm bedeni iplerle kontrol ediliyormuşçasına hareket eden…

Sonu yokmuş gibi geliyor bu döngünün. Önce gözlerini açıyor, sonra içini bilmediğin bir heyecan kaplıyor… Boş boş duvara bakıyorsun bir süre. Daha önce de oynadım bu oyunu diyorsun kendi kendine. Halbuki daha önce dediğin yirmi dört saat öncesi. Kendini kandırıyorsun sanki bilmiyormuş gibi. Böyle avutmaya çalışıyorsun her gün kendini.

Elin telefonuna uzanıyor… Siyah ekrana dokunmadan önce kuruyorsun kafanda yüzlerce ihtimali. Dalıyorsun saniyeler içinde binlerce rüyanın bilinmez serüvenine. Bugün oyunun sonu ne olacak diyorsun o rüyalar aleminin heyecanı içinde. Birden kendine geldiğinde gözlerinin neye bakarak rüyalara daldığını anlıyorsun yeniden; siyah ekran değişmiş, bakar olmuş sana o büyüleyici gözler. Anlıyorsun oyunun başladığını o an. Ve günün sonunda ne yaşayacağını bile bile bakıyorsun o güzel yüze uzun bir süre. Yavaşça doğrulup kendine gelmeye çalışıyorsun, bir an oyunun içinde köle olduğunu anlıyorsun bu dünyadan kaçıp gitmek istermişçesine… Bile bile engel oluyorsun yine de kendine.

Hiçbir şeye müdahale edemediğin bir oyunun içinde, her gün aynı sonla biten bu oyunda; daha bu duruma ne kadar katlanabileceğini soruyorsun kendine gün içinde belki de binlerce kez. Gün doğumundan gün batımına devam eden bu serüvenin sonu neden gelmiyor diye sordukça kendine, bir cevap bulamıyorsun yaşadığın şu belirsiz süreçte. Her gün daha fazla sorularla geliyorsun kendine. Her gün daha fazla boğuluyorsun bilinmezliklerin içinde. Nedir acaba bu oyunun sonu diye, düşündükçe kayboluyor, savaşıyorsun kendinle…

Zaman su gibi akıp gidince koca bir gün içinde; sen binlerce soruyla savaşırken, bir de bakıyorsun ki yine oyunun sonu yaklaşmış bir öncekiyle bire bir benzer bir biçimde. Yine mi aynı son diye kızıyorsun kendine tabi. Hani bu kez farklı olacaktı diyordun? Sanki aynı son olacağını bilmiyormuş gibi, aslında rol yapıyorsun kendine.

Oyunun sonunu oynamak için yavaş yavaş hareket ediyorsun kendinden emin bir şekilde. Yine karşında simsiyah bir ekran; son bir umut dalıyorsun hayallere… Gözlerini açtığında yine aynı yüz karşılıyor seni. Bakıyorsun karanlıkta uzun bir süre. Yüzünde ufak bir tebessüm. Gülüyorsun sessizce kuklaya dönmüş bu haline. Oyunun bitmesine çok az bir zaman kaldığını anlıyorsun. Başını yastığa koyup karanlığa bakıyorsun öylece… Anlıyorsun ki; aslında onun varlığı sadece düşlerinde.

Gözlerini yummadan önce, bu günde oyunun sonunun aynı olmasına üzülüyorsun, fakat söyleyemiyorsun kimseye. Belki yarın diyorsun içinden; karanlığın sessizliğini bozmadan, ümitsizce…

Hayaller gerçek olur mu diye son bir kez soruyorsun kendine; gözlerini kaparken, kalbinde onun resmiyle. Yarın farklı bir son olsun diyorsun. Gerçek olmasını istiyorsun, sadece hayallerde değil; elleri kavuşsun artık ellerime.

Sevgilerle…

“Onur SUSAN”

Yeni Bir Dünya” için 5 yorum

  1. Harika bir anlatım akıcı şekilde görüşlerini açıklamışsın Bende “Yeni Bir Dünya DİYORUM “

    Beğen

  2. Yorumunuz için teşekkür ederim. Sevgiler…

    Beğen

  3. Her şeyi çok iyi anlatmışsın.. Ellerine sağlık..

    Beğen

  4. Çok teşekkür ederim 🙂

    Beğen

Lütfen bir cevap yazın.