Duygusal Yazacağım

Beni tanıyanlar içimin dışımın bir olduğunu çok iyi bilirler… Bu makaleyi yazma sebebim ise bugün (12 Ağustos 2016 Cuma) evliyken yaşadığım evi son kez ziyaretimdi. Tabi bundan öncesi de var… 

IMG_1475 2Aslında bugün izin günüm olduğu için biraz da kendi isteğimle inanılmaz duygusal saatler geçirdim. Tabi ki de bu yolu seçen bendim. Olayların buralara gelmesini isteyen bendim. Ancak her ne olursa olsun bugün kesinlikle duygu patlamaları yaşadığım yadsınmaz bir gerçek. Bu makalem bir nevi günlük gibi olacak. An be an sizlerle paylaşmak istedim. Çünkü şu satırları yazarken hala bu duygu patlamalarının içerisindeyim.

Sabahın erken saatlerinde (07:00) heyecanla uyandım. Aslına bakarsanız daha dün geceden heyecan bastırmaya başlamıştı bile. Sebebi ne miydi? Yaklaşık 2 haftadır oğlumu yani Sanecka’yı göremiyordum. Telefonda sesini duyabiliyor ve konuşabiliyordum. Ama uzun süredir yüz yüze onu göremiyordum. Bu duygunun nasıl bir şey olduğunu kelimerle anlatamayacağımı baba olan herkes bilir…

IMG_1472Uzun günlerin sonunda Vialand’de Yelena ve Sanecka ile görüşme fırsatım oldu… Vialand’deyim, Starbucks’a oturmuş, sütlü filtre kahvemi söylemiş heyecanla onların gelmesini bekliyorum. Bunca şeyin olmasını istedikten sonra bu duyguları yaşayacağım asla aklıma gelmezdi. Meğer ne kadar da doğruymuş şu klişe söz; “bir şeyin değeri kaybedince anlaşılır.”

iPhone’um çaldı. Gelmişlerdi. Saat 11 sularıydı. Hemen yola koyuldum. Flo mağazasının içindelermiş. Yelena’yı gördüm. Değişen bir şey yoktu. Bana yine aynı soğukluk ve nefretle baktı. Çünkü olan biten bir çok şeyin sorumlusu bendim. Belki de baştan sona haklıydı… Ve hemen onun bacağına sarılmış benden saklanan Sanecka. Saçlarını kestirmiş annesi. Kepçe kulakları çıkmış ortaya. O kadar sevimli ve tatlı olmuş ki. Sanki 15 gün içerisinde daha da büyümüş. Birazcık utandı. Saklanmaya devam etti. Ve sonra papa dedi… Söylesenize bana, bu anı kelimeler ifade edebilir mi?

Bol bol mıncıkladım onu bugün. Öptüm, kokladım ve havaya fırlatıp oyun yaptım. Güldü, çığlıklar attı, utandı ve yeri geldi kızdı. Beraber öğle yemeği yedik Yelena ve Sanecka ile. Kahve içtik, tatlı yedik. Sanecka’ya ayakkabı aldık, tırtıla ve trene bindik. Bibi (oyuncak araba) aldık. Zaman su gibi akıp gitmişti. Ayrılma vakti gelmişti. Ve işte yine o duygu patlamasının yaşandığı an… Yelena ve Sanecka shuttle servise bindiler, ben dışarıdayım. Sanecka döndü ve “ Papa idi… “ (Baba gel)

Sadece el sallayıp öpücük atabildim. O da öyle yaptı. Gelmeyeceğimi anladı. Gülücük attı. Elini salladı. Öpücük yolladı. O anı nasıl anlatabilirim ki size? Bugün güzel miydi yoksa kötü mü? İnanın bilmiyorum!

Peki bitti mi? Hayır… Çok kısa bir akşam özeti de geçmek istiyorum. Şu ikinci büyük duygu patlaması yaşadığım anı.

IMG_1506Evliyken kaldığım evde Yelena’nın bir kaç eşyası kalmıştı. (Gardırop, komodin, yatak vs gibi temel eşyalar… ) Akşam saatlerinde Yelena aradı ve bu akşam onları alabileceğini söyledi. İşte ikinci duygusal anlarımı da o boş evde yaşadım. Eşyalar tamamen taşındıktan sonra evli olarak geçirdiğim 4 senemin sonunda, her köşesinde hatıram olan ev artık bomboştu. Salon, banyo, mutfak, çocuk odası ve diğer her yer. Çığ bey’in bizi uyandırması, Sanecka’nın Minika Çocuk kanalını açıp çizgi film izlemesi, Yelena’nın sabahın köründe yatakta bana Onuuuuur kalk demesi vs… 4 sene gözümün önünden akıp gitti. Acısıyla tatlısıyla 4 sene. O boş duvarlara ve odalara dakikalarca baktım. Dayanamadım ve kapıyı vurup çıktım evden.

Evet. Biliyorum. Tüm bunların olmasını ben istemiştim. Aylardır bunların olması için ben koşturup durmuştum. Acele ile her şeyi ben yapmıştım. Boşanma davasını ben açmıştım. Yeri geldiğinde Yelena’yı ben kırmıştım. Sanecka bütün gün yanı başımdayken ben odama kapanıp bilgisayar başında vakit geçirmiştim. Daha neler neler. Lanet olası “aile” kavramının A’sını bile anlayamamıştım. O olgunluğa 30 yaşımda olmama rağmen erişememiştim.

Evet bugün inanılmaz derecede duygusalım. İçim sızlıyor. Hala geçirdiğim onca acı tatlı anı gözlerimin önüne geliyor. Hüzünleniyorum ve efkarlanıyorum. Bu satırları yazarken kahvemi yudumluyorum ama zerre tat almıyorum. Sanecka’nın “Papa” deyişini duyuyorum, Yelena ile ilk tanıştığım günü hatırlıyorum.

4 sene boyunca yaşattığım tüm acılar için özür dilerim Yelena. Eğer güzellikler olduysa daha da fazlasını hak ettin. Aleksandr Sedat; sen benim Sanecka’msın. Seninle daha neler neler yapacağız…

Sizi özlüyorum.

Sevgilerle…

Duygusal Yazacağım” için 9 yorum

  1. Onur kalemine sağlık. Çok etkileyici bir makale olmuş. Ve çok duygulandim.Hayatimin en şahsına münhasır insani iyi ki varsin ♡

    Liked by 1 kişi

  2. Çok teşekkür ederim canım. Ama bu akşam inanılmaz duygu patlaması yaşıyorum.

    Liked by 1 kişi

  3. Onur sen eğer kaleme aldiysan yaşadıklarını demek ki çok etkilenmissindir. Ama sen hep mantik insaniydin.Ne yaptiklarin kadar ne yapacaklarin da önemli. Sen herseyin çözümünü bulursun. ♡

    Liked by 1 kişi

  4. ❤️❤️❤️

    Beğen

  5. Nefes gibi yazan arkadaşım.

    Liked by 1 kişi

  6. Çok naziksin 😘

    Beğen

  7. Brainisntafterthought 27 Ağustos 2016 — 08:46

    Yaşadıkların yasayacaklarinin anahtari olsun çok içten bir yazı olmuş tebrik ederimm!!!☆

    Liked by 1 kişi

  8. Çok güzel söyledin. Çok teşekkür ederim.

    Liked by 1 kişi

  9. Brainisntafterthought 27 Ağustos 2016 — 09:13

    ☆★☆★

    Beğen

Lütfen bir cevap yazın.